Chris Evert
Chris Evert, tenis dünyasındaki en büyük isimlerden biridir. Kendisi, 1979’dan 1987’ye kadar dünyanın 1 numaralı tenis oyuncusu olarak oynadığı mükemmel performansıyla tanınır. Evert, seven Fransa Açık şampiyonluğu ve altı ABD Açık şampiyonluğu (Serena Williams ile birlikte) dahil olmak üzere 18 büyük tekli şampiyonluğu elde etti.
260 hafta boyunca dünyanın 1 numarası olan Evert, yedi kez yıl sonu teklerde dünyanın 1 numaralı oyuncusu oldu. Martina Navratilova ile olan ezeli rekabetiyle birlikte 1970’ler ve 1980’lerde kadın tenisine hükmetti.
Evert, kadınlar tenisinin en büyük sahnelerinde 34 büyük tekler finalinde yer aldı. Teklerde oynadığı 56 majörden 52’sinde yarı finale veya daha iyisine ulaştı. Üstelik 1971 ABD Açık’tan 1983 Fransa Açık’a kadar olan 34 majörde art arda yarı finale çıkmayı başardı. Bir majörün ilk veya ikinci turunda hiç kaybetmezken, üçüncü turda sadece iki kez mağlup oldu. Evert, en az bir büyük şampiyonluk kazandığı 13 yıllık süreyle art arda en az bir yıl birinci sırayı taşıyan rekora sahiptir.
Evert’in tekler maçlarında kariyer galibiyet yüzdesi %89,97 (1309-146) olarak kaydedildi ve bu, erkek ve kadın oyuncular arasında açık çağda ikinci en yüksek orandır. Ayrıca, toprak kortlarda ise kariyer galibiyet yüzdesi %94,55 (382-22) ile WTA Tur rekorunu elinde tutmaktadır. Ayrıca, üç büyük çiftler şampiyonluğu kazanmasıyla da dikkat çeken Evert, 1975-76 ve 1983-91 yılları arasında Kadınlar Tenis Birliği’nin başkanlık görevini üstlendi.
Evert, olağanüstü başarılarından dolayı Philippe Chatrier ödülüne ve Onur Listesi’ne layık görüldü. Aktif spor giyim mağazaları da dahil olmak üzere bir dizi tenis odaklı işletme sahipliği ve ESPN’de analist olarak görev yapma gibi başka birçok girişimde de bulunmuştur.
Chris Evert, tenis kariyerinden sonra da tenise katkıda bulunan bir antrenör olarak hizmet etmiştir ve bugün hala ESPN için analistlik yapmaktadır. Chris Evert, mütevazi kişiliği ve profesyonel yaklaşımıyla tenis camiasında tartışmasız bir efsanedir.
Yaşamı ve Ailesi
Tennis dünyasında adından sıkça söz ettiren isimlerden biri olan Chris Evert, tenise olan tutkusunu ailesinden almış bir sporcu olarak bilinir. Evert, 1954 yılında Fort Lauderdale, Florida’da dünyaya gelmiştir ve kendini katı bir Katolik ailede büyütmüştür. Babası Jimmy Evert, profesyonel bir tenis koçu olarak kariyer yapmış ve tenisi ailesinin bir yaşam biçimi haline getirmiştir.
Evert’in tenis tutkusu, onun ilerleyen yıllarda büyük başarılara ulaşmasını sağlayacaktır. Aynı zamanda kız kardeşi Jeanne ve erkek kardeşi John gibi Evert ailesi üyeleri de profesyonel tenisçi olmuşlardır. John, Alabama Üniversitesi ve ardından Vanderbilt Üniversitesi’nde burslu olarak tenis oynamıştır. Evert ailesinin bir diğer erkek kardeşi Drew ise Auburn Üniversitesi’nde tenis bursu kazanmıştır. En küçük kız kardeşleri Clare ise Southern Methodist Üniversitesi’nde burslu tenis oynamıştır. Ailenin bu kadar çok yetenekli tenisçiye sahip olması, onların tenis kariyerleri ve başarıları konusunda büyük etkiler yaratmıştır.
Evert ailesinin tenisle olan bağı, çocukluk yıllarından itibaren belirginleşmiştir. Chris, kardeşleriyle birlikte Florida’daki prestijli Junior Orange Bowl yarışmalarında birçok şampiyonluk kazanmıştır. Bu deneyimler, onun tenis kariyerine sağlam adımlarla ilerlemesini sağlamış ve gelecekte elde edeceği başarılar için temel oluşturmuştur.
Tenis yetenekleriyle ön plana çıkan Chris Evert, kariyeri boyunca birçok unvan ve rekor elde etmiştir. 18 Grand Slam turnuvası kazanan Evert, bu alanda tarihin en başarılı kadın tenisçilerinden biri olarak kabul edilmektedir. Güçlü vuruşları, teknik becerileri ve sakin oyun tarzıyla tanınan Evert, tenis dünyasında efsanevi bir isim olarak adını yazdırmıştır.
Chris Evert’in ailesi, onun başarılarında büyük bir rol oynamıştır. Babası Jimmy Evert’in tenise olan tutkusu, çocuklarına bu spora olan inançlarını da aşılamış ve onların başarılı kariyerlerine destek olmuştur. Aile üyelerinin birbirlerine olan desteği ve rekabetçi ruhu, onların daha da ileriye gitmelerini sağlamış ve tenis dünyasında önemli izler bırakmalarını sağlamıştır.
Yaşamı ve ailesiyle sıkı bir bağ kuran Chris Evert, tenis kariyeri boyunca birçok zorlukla karşılaşmış olsa da ailesinin güçlü desteğiyle her zaman ayakta kalmıştır. Hem ailesinin tutkusuyla büyüyen hem de yeteneğiyle öne çıkan Evert, tenis dünyasında unutulmaz bir iz bırakarak adını gelecek kuşaklara taşımıştır.
Başlıklar
Tenis Kariyeri
Şampiyon bir tenis koçu olan babası Jimmy Evert’ten dersler alan Evert, genç yaşta tenis kariyerine adım attı. 1969’da Amerika Birleşik Devletleri’nde 14 yaş altı kızlar sıralamasında bir numara oldu ve aynı yıl Fort Lauderdale, Florida’da yapılan bir turnuvada yarı finale yükseldi. Yıllar boyunca ilk büyükler turnuvasında bu kadar ileri giden bir oyuncunun rekorunu kırdı. 1970’te ise 16 yaş altı ulusal şampiyonluğunu kazandı ve Charlotte, Kuzey Karolina’da düzenlenen bir turnuvada oynama fırsatı elde etti. Bu turnuvada kendi yaşından büyük rakiplerini yenerek finalde dünya bir numarası Margaret Court’u mağlup etti. Bu başarılar, Evert’in ABD Wightman Kupası takımına seçilmesine yol açtı.
Evert: Grand Slam Turnuvalarının Yıldızı Doğuyor
Tennis dünyasının en unutulmaz isimlerinden biri olan Chris Evert’in Grand Slam turnuvalarına olan ilk çıkışı, tenis tarihinde büyük bir etki yarattı. 16 yaşında olan Evert, 1971 ABD Açık’ta sahne aldı ve bu genç yaşta büyük bir çıkış yaparak tenis dünyasında adından söz ettirmeye başladı.
Evert’in 16 yaş altı ulusal şampiyonluğunu kazanmasının ardından, ona bir davet geldi ve böylece büyük bir fırsatla tanıştı. İlk turda Edda Buding’i kolay bir galibiyetle geçen Evert, ikinci turda Amerikalı 4 numaralı Mary-Ann Eisel ile karşılaştı. Eisel’in ikinci sette 6-4, 6-5 önde olmasıyla maçta altı tane maç puanı kurtarması, Evert’in savaşçı ruhunu bir kez daha gösterdi. Sonunda 4-6, 7-6, 6-1’lik setlerle galibiyete ulaşan genç tenisçi, büyük bir çıkış yakalamıştı.
Evert, tecrübeli profesyoneller Dürr ve Lesley Hunt’a karşı setten iki geri dönüş daha yaparak hünerlerini sergiledi. Ardından yarı finalde birinci sıradaki Billie Jean King’e karşı çıktı. Ne yazık ki, Evert bu maçta yenilgiyle tanıştı. Ancak bu yenilgi, onun 46 maçlık galibiyet serisine son veren bir adım oldu. Evert’in bu serisi, çeşitli profesyonel ve genç tur etkinliklerinde elde ettiği başarılarıyla oluşmuştu.
Chris Evert’in bu erken dönem Grand Slam performansı, onun ne kadar özel bir tenis yeteneğine sahip olduğunu kanıtladı. 16 yaşında ve henüz genç bir sporcu olmasına rağmen, Evert’in savaşçı ruhu ve inanılmaz yetenekleri hem rakiplerini hem de tenis dünyasını etkiledi. Bu çıkışını takiben Evert, kariyerinde birçok önemli başarıya imza attı ve Grand Slam turnuvalarında unutulmaz anılara imza attı.
Bugün bile, tenis dünyası Chris Evert’i unutmayacak. Grand Slam turnuvalarındaki başarılarıyla tenis tarihine adını yazdıran bu efsanevi oyuncu, genç yetenekler için bir ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Evert’in 16 yaşındaki çıkışı, tenis dünyasında bir yıldızın doğuşunu simgeliyor ve onun kısa sürede kazandığı başarılarla geleneğe damgasını vuruyor.
Chris Evert’in Grand Slam turnuvalarına olan ilk çıkışı, onun efsanevi kariyerinin sadece ilk adımıydı. Daha sonra gelecek olan birçok zafer ve başarı, onun tenis dünyasındaki kalıcı etkisini gösterdi. Onun hikayesi, tenis tutkunlarına ilham kaynağı olacak ve bu sporun gücünü ve sınırsız potansiyelini hatırlatarak gelecekteki genç şampiyonları umutlandıracaktır. Chris Evert, unutulmaz çıkışını gerçekleştirirken, tenis dünyasına bir yıldızı daha armağan etmiş oldu.
1973 yılı, Chris Evert için büyük bir dönüm noktasıydı. O yıl, Fransa Açık ve Wimbledon Şampiyonası’nda ikinci oldu, ancak bir sonraki yıl muhteşem bir geri dönüş yaparak bu iki prestijli etkinliği de kazandı. Ayrıca, 55 maçlık bir rekor galibiyet serisiyle birlikte, diğer sekiz turnuva galibiyetini de elde etti.
Evert, 1974 yılını 100-7’lik bir maç rekoruyla tamamladı. Bu süre zarfında, toplamda 16 turnuva kazanarak tüm dünyadaki rakiplerine üstünlük sağladı. İlk kez katıldığı Avustralya Açık’ta finalist olarak dikkatleri üzerine çeken Evert, ABD Açık’ta ise dördüncü kez üst üste yarı finale yükselme başarısı gösterdi.
O yıl, tenis dünyasının önde gelen uzmanları ve otoriteleri, Chris Evert’i yıl sonu bir numaralı oyuncu olarak seçti. Bu, onun tenis kariyerindeki büyük bir başarı ve takdir gördüğünün bir kanıtıydı. Bud Collins hariç, birçok tanınmış isim Evert’in üstün performansını ve profesyonel yaklaşımını övgüyle bahsetti.
Evert’in bu başarısı, onun sadece bir tenis oyuncusu olmadığını, aynı zamanda bir spor ikonu olduğunu gösteriyor. O, disiplinli antrenmanları ve kararlılığı ile herkesin dikkatini çeken bir isim oldu. Yıllar boyunca sergilediği üstün performans ve istikrarlı oyun tarzı, onu tenis dünyasının en önemli isimlerinden biri haline getirdi.
1973 ve 1974 yılları, Chris Evert’in kariyerindeki önemli bir dönemi temsil ediyor. Bu süre zarfında, o birçok büyük başarı elde etti ve tenis dünyasının zirvesine yerleşti. Onun yetenekleri ve disiplini, kendini kanıtlamış bir şampiyon olduğunu gösteriyor. Başarıları, onu tarihin en iyi tenis oyuncularından biri haline getirirken, aynı zamanda genç tenisçilere ilham kaynağı oldu.
Chris Evert’in bu dönemdeki performansı, onun tenis dünyasının en saygın isimlerinden biri olarak kalmasını sağladı. Onun hikayesi, sadece bir sporcu için değil, aynı zamanda azmin ve hırsın başarıya ulaşma yolunda ne kadar önemli olduğunu da gözler önüne seriyor.
Evert’un Unutulmaz Zaferleri ve Rekorları
Evert’un zaferlerinden biri, 1975 Fransa Açık’ta kazandığı ikinci şampiyonluktur. Cawley’i üç setlik finalde mağlup ederek bu büyük rekabette üstünlük sağlamıştır. Aynı yıl, üst üste dört ABD Açık şampiyonluğunu da elde ederek adını tarihe yazdırmıştır. Bu üstün performansıyla Evert, tenis sahnesinin en büyük isimlerinden biri olmuş ve haklı bir saygı görmüştür.
Evert, başarılarına bir yenisini daha ekleyerek tenis dünyasında bir dönüm noktası oluşturmuştur. 1975 yılında WTA tarafından resmi olarak oluşturulan bilgisayar sıralama sistemiyle birlikte Evert, dünyanın bir numaralı kadın tenisçisi unvanını taşıyan ilk isim olmuştur. Bu, onun profesyonel kariyerinin zirvesine ulaştığının bir göstergesidir ve diğer sporcular için de ilham kaynağı olmuştur.
Ayrıca, Evert’un kariyeri boyunca elde ettiği en dikkat çekici rekorlardan biri, 2013 yılına kadar WTA’da bir numara olan en yaşlı kadın olmasıdır. 24 Kasım 1985 haftasında 30 yıl 11 aylıkken son kez bu unvanı geri alarak bu ayrıcalığı kazandı. Bu, onun ilk kez bir numaraya ulaşmasından tam 10 yıl ve 3 hafta sonrasında gerçekleşmiştir. Bu rekoru, 27 yıl 3 ay boyunca taşımasıyla rakibi Serena Williams tarafından 2013 yılında geçilene kadar devam etmiştir.
Evert’in kadınlar maçına hakimiyeti ve sahadaki sakin, sert tavrı ona tenisin “Buz Bakiresi” lakabını kazandırdı. Kariyeri boyunca Evert, 1974’ten 1978’e kadar World Tennis dergisi ve diğer önemli tenis uzmanlarının çoğunluğu tarafından yedi farklı yılın sonunda dünyada bir numara seçildi.
1976 sezonu Evert için benzersiz bir ayrıcalığa sahipti, çünkü bu, kariyerinde aynı yıl hem Wimbledon hem de ABD Açık şampiyonluğunu kazandığı tek sezondu. Goolagong Cawley’i çim zeminde üç setlik heyecan verici bir finalde mağlup etti ve ardından Forest Hills’te toprak zeminde onu parçalayarak sadece üç maç kaybetti. Ancak Evert, Virginia Slims Şampiyonası finalinde yine Goolagong Cawley’e yenildi. Toplamda Evert, Cawley ile oynadığı 39 maçın 26’sını kazandı. Evert’in 1976’daki performansı ona Sports Illustrated’ın Yılın Sporcusu unvanını kazandırdı . Kendisi bu onuru alan ilk kadın ve bu ödülü alan sadece dört tenisçiden biri.
1977 ve 1978 yılları, Evert’in kadınlar maçındaki hakimiyetini sürdürdüğünü ve iki ABD Açık’ı daha kazandığını gördü. Evert, Forest Hills’te toprak zeminde oynanan son ABD Açık’ı (1977) ve Flushing Meadow’da sert kortlarda yapılan açılış şampiyonluğunu (1978) kazandı. Bu iki yıllık dönemde 25 turnuvanın 18’ini kazandı ve 126-7’lik maç rekoruna sahipti. Evert’in bu yıllarda (ve 1976’da da) King’s World TeamTennis’te oynamak için Fransa Açık’ı atlaması özellikle dikkat çekicidir . Diğer kayda değer olay ise Evert’in 1977 Wimbledon Şampiyonası yarı finalinde şampiyon Wade’e karşı üç setlik yenilgisiydi. Wimbledon’un yüzüncü yılıydı ve Kraliçe II. Elizabeth’in hükümdar olarak Gümüş Jübile’sine denk geliyordu .
Tüm yüzeylerde başarılı olmasına rağmen Evert’in en baskın olduğu yer toprak kortlardı. Ağustos 1973’ten itibaren toprak zeminde art arda 125 maç kazandı ve bu maçlarda yalnızca sekiz set kaybetti; bu koşu hem erkek hem de kadın oyuncular arasında referans noktası olmaya devam ediyor. Seri 12 Mayıs 1979’da İtalya Açık yarı finalinde Evert’in üçüncü sette eşitliği bozmada Tracy Austin’e yenilmesiyle bozuldu. Evert maçtan sonra şunları söyledi: “Rekorun olmaması üzerimdeki baskıyı hafifletecek ama onu kaybettiğim için de mutlu değilim.” Evert, 64 maça ulaşan (1979 ve 1980 Fransa Açık şampiyonlukları da dahil olmak üzere) başka bir toprak kort serisiyle ribaundu ve ardından 1981 Fransa Açık’ta yarı finalde kazanan Hana Mandlíková’ya yenildi (toprakta 191 maçta 189 galibiyet rekoru / 1973 – 1981)
Evert’in yedi Fransa Açık tekler şampiyonluğu rekoru, Haziran 2013’te Rafael Nadal tarafından kırılıncaya kadar 27 yıl boyunca devam etti. Halen kadın oyuncular arasında Fransa Açık tekler şampiyonluk rekorunu elinde tutuyor. Evert, Nadal 2018’de 11. Fransa Açık şampiyonluğunu kazanmadan önce toprak kortta Grand Slam şampiyonluğunun çoğunu (1975-77’de toprak zeminde oynanan yedi Fransa Açık ve üç ABD Açık olmak üzere 10) rekorunu elinde tutuyordu. Zaferlerinden üçü geldi. Navratilova’ya karşı üç setlik finalde. 1975’te Evert, Navratilova’yı 2-6, 6-2 ve 6-1’lik setlerle mağlup ederek bir önceki yılki unvanını korudu. 1985’te Evert 6-3, 6-7, 7-5’lik skorlarla galip geldi ve bu galibiyet onun beşinci ve son kez dünyanın 1 numaralı bilgisayar sıralamasında yer almasını sağladı.
Evert, 1974’ten 1986’ya kadar art arda 13 yıl boyunca yılda en az bir Grand Slam tekler şampiyonluğu kazandı. Bu dönemde Evert, 1975’ten 1980’e ve 1983’te düzenlenen Avustralya Açık’a veya 1983’ten itibaren Fransa Açık’a katılmadı . 1976’dan 1978’e kadar. Evert’in en başarılı olduğu yıllarda Avustralya Açık’a katılmamasının nedenleri (1975 ve 1980 yılları arasında etkinlikte bulunmadığı altı yılın beşinde dünya 1 numarasıydı) şuydu: o dönemde bu Grand Slam turnuvasının statüsünde göreceli bir düşüş. Evert’in 1976, 1977 ve 1978’de Fransa Açık’ta yer almaması, Dünya Takım Tenisi’nin cazibesini ve genel olarak profesyonel dönemin ilk yıllarında en iyi oyuncuların geleneksel Slam etkinliklerine daha az önem vermesini yansıtıyordu. Bu hakimiyet döneminde (1975–80), on Grand Slam turnuvasını atladı.
Eylül 1971 (ABD Açık’ta ilk Grand Slam’i) ile Haziran 1983 (Wimbledon Şampiyonası’na 12. ziyareti) arasında Evert, girdiği 34 Grand Slam tekli etkinliğinde en azından yarı finallere ulaşmayı asla başaramadı. Ancak bu bağ, 1983’te Wimbledon’daki üçüncü turda, All England Kulübü’nün Evert’in gıda zehirlenmesinden kurtulmak için Kathy Jordan’la karşılaşmasını erteleme talebini reddetmesiyle bozuldu. Bu yenilgi aynı zamanda dört Grand Slam tekler şampiyonluğunun da aynı anda sahibi olma girişimini de sona erdirdi; Evert o zamanlar ’82 Avustralya, ABD ve ’83 Fransa şampiyonluklarının sahibiydi. 1971’den 1989’a kadar girilen 56 Grand Slam tekli müsabakasında Evert yalnızca dört kez yarı finale çıkamadı (1983 Wimbledon 3. tur; 1987 ABD Açık çeyrek finali; 1988 Fransa Açık 3. tur; 1989 ABD Açık çeyrek finali).
Toplamda ulaşılan 34 Grand Slam finalinden rekor olan Evert, 18 Grand Slam tekler şampiyonluğu kazandı: yedisi Fransa Açık’ta (kadınlar rekoru), altısı ABD Açık’ta (erkek veya kadın açık dönem rekoru, Serena Williams ile berabere kaldı) ), üçü Wimbledon’da ve ikisi Avustralya Açık’ta (her ikisi de çimde). Ayrıca Evert üç Grand Slam çiftler şampiyonluğu kazandı.
Evert, 1989’da azaltılmış bir programla oynadı ve ABD Açık’tan sonra profesyonel turdan emekli oldu . Emekli olduktan sonra teklerde 18 Grand Slam şampiyonluğu elde etti (o zamanlar erkek veya kadın Open Era rekoruydu), 157 tekler şampiyonluğu kazandı (o zamanlar erkek veya kadın rekoruydu) ve 32 çiftler şampiyonluğu. Evert WTA Tur Şampiyonasını dört kez kazandı ve ABD’nin Fed Kupası’nı sekiz kez kazanmasına yardımcı oldu. Evert’in son maçı, 1989 Fed Kupası finalinde Conchita Martínez’i 6-3 ve 6-2’lik skorlarla mağlup etmişti.
Chris Evert’in Rakipleriyle Karşılaşmaları
Tenis tarihinin en etkileyici isimlerinden biri olan Chris Evert, kariyeri boyunca birçok seçkin rakiple karşılaştı. Bu karşılaşmalar, sadece başarılarına değil, aynı zamanda rakipleriyle olan mücadeleci ilişkisine de ışık tutuyor. İşte Evert’in kıyasıya rekabet ettiği bazı isimler ve onlarla olan maçlarının istatistiksel bir özeti.
Virginia Wade, Evert ile 40-6’lık bir maç kaydetti. Bu rekabetin sonucunda Evert, Wade’in karşısında kesinlikle üstün bir performans sergilemiştir. Martina Navratilova, ise Evert’e daha çok meydan okuyan isimlerden biri olmuş, 43-37’lik bir maç kaydıyla dikkat çekmiştir.
Evert, Evonne Goolagong Cawley ile de 26 kez karşılaşmış ve 13 galibiyet elde etmiştir. Virginia Ruzici, Evert’in karşısında tutunmayı başaran nadir isimlerden biridir. Evert ile oynadığı 24 maçın tamamını kaybetmiştir.
Sue Barker, Betty Stöve, Rosemary Casals ve diğer birçok rakiple oynadığı maçlarda Evert, üstün performansıyla öne çıkmıştır. Bunlar arasında Sue Barker’a karşı 23-1’lik bir üstünlük kurmuştur.
Chris Evert’in rakipleri arasında önemli isimlerden biri de Billie Jean King’dir. Evert, King’e karşı 19 galibiyet ve 7 mağlubiyet elde etmiştir. Bu rekabetin son maçlarındaysa sadece iki set mağlubiyet yaşamıştır.
Evert, tenis kariyeri boyunca birçok başarılı rakiple mücadele etmiştir. Ancak Monica Seles ve Steffi Graf gibi efsanevi isimler karşısında daha zorlu bir döneme girmiştir. Graf’a karşı son sekiz maçını kaybetmiş ve Seles’e karşı ise 2 galibiyet ve 1 mağlubiyet yaşamıştır.
Chris Evert’in rekabetlerinin ardında yatan şey, onun sadece bir sporcu olarak başarılı olma arzusu değil, aynı zamanda rakipleriyle dostane rekabete de açık bir yaklaşım sergilemiş olmasıdır. Bu, tenis tarihine adını altın harflerle yazdıran bir efsanenin hikayesidir.
Tenisin önemli isimlerinden biri olan Chris Evert, rekabetlerindeki üstünlüğü ve rakipleriyle olan tutumuyla dikkat çekmektedir. Rakiplerine karşı gösterdiği profesyonellik ve mücadele ruhu, onun sadece bir sporcu olarak değil, aynı zamanda bir kahraman olarak anılmasını sağlamıştır. Evert’in bu başarıları ve rakipleriyle yaşadığı rekabetin kültürel mirası, tenis dünyası için daima unutulmaz bir anı olarak kalacaktır.
Ödüller ve Başarılar
Ödüller ve takdirler, bir sporcu için en büyük onurlardan biridir. Chris Evert’in kariyeri boyunca kazandığı birçok ödül ve tanınma, onun eşsiz başarısını ve tenis dünyasına yaptığı katkıları göstermektedir.
Evert, 1976 yılında Sports Illustrated dergisinin “Yılın Sporcusu” ödülünü alan ilk kadın sporcu oldu. Bu başarı, Evert’in tenis dünyasında güçlü bir duruş sergileyen bir isim olduğunu kanıtlamıştır. Aynı zamanda dört kez Associated Press Yılın Kadın Sporcusu seçildi. Bu, Evert’in döneminin en başarılı kadın sporcularından biri olduğunu gösteriyor.
Kariyeri boyunca Evert’in elde ettiği başarıların takdir edilmesi de kaçınılmazdı. 1985 yılında Kadın Sporları Vakfı tarafından “Son 25 Yılın En Büyük Kadın Sporcusu” seçildi. Bu prestijli ödül, onun spor dünyasında geçmişe ve geleceğe bıraktığı kalıcı izi vurgulamaktadır.
Evert aynı zamanda tenis yönetiminde de etkili bir rol oynamıştır. 1975-76 ve 1983-1991 yılları arasında Kadınlar Tenis Birliği’nin başkanlığını üstlendi. Yönetimdeki bu liderlik rolü, Evert’in sadece saha içindeki performansıyla değil, aynı zamanda tenis topluluğuna olan katkılarıyla da tanınmasına yol açtı.
Ödüller ve takdirler, Evert’in sadece kendi spor dalında değil, aynı zamanda uluslararası arenada da saygı duyulan bir sporcu olduğunu göstermektedir. 1995 yılında Uluslararası Tenis Onur Listesi’ne seçildi ve 1997 yılında Philippe Chatrier Ödülü’ne layık görüldü. Bu ödüller, tenise yaptığı katkıların ve başarılarının ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Evert’in spor dünyasında bıraktığı iz, sadece tenis alanında değil, genel olarak tanınmışlığını da göstermektedir. 1999 yılında Evert, ESPN’in 20. yüzyılın En Büyük Kuzey Amerikalı sporcuları arasında 50. sırada yer aldı. Bu, onun sadece tenis dünyasında değil, sporun genelinde de iz bırakan bir figür olduğunu kanıtlayan bir ödüldür.
Tüm bu takdirleri ve ödülleri göz önüne alarak, Evert’in tenis dünyasında hak ettiği yeri aldığını söyleyebiliriz. Onun oyun stili, liderlik becerileri ve olağanüstü başarıları, tenis tarihinde unutulmayacak bir yer edinmiştir.
Chris Evert, tenis dünyasının en parlak yıldızlarından biri olarak kariyerini tamamlamış ve sayısız ödül ve takdirle onurlandırılmıştır. Tenis sahalarında ve dışında sergilediği mükemmellik, örnek alınması gereken bir sporcu olduğunu kanıtlamaktadır. Evert’in başarıları, gelecek nesiller için ilham kaynağı olmaya devam edecektir.
Evert, aldığı ödüller ve takdirlerle kulvarında eşsiz bir yer edinmiştir. Bu başarıların bir sonucu olarak Tennis Channel tarafından yapılan bir ankette genel olarak dokuzuncu sırada yer alırken, kadınlar arasında dördüncü sırayı elde etmiştir. Bu, Evert’in tenis dünyasında ne kadar önemli bir figür olduğunu bir kez daha vurgulamaktadır.
Chris Evert’in Oyun Stili
Evert, tenis kortuna gelirken klasik bir taban çizgisi oyuncusu olarak tanındı. Oyun planı, defansif bir yaklaşım benimsediği ve fileye nadiren yaklaştığı yıllarda bile dikkat çekici bir şekilde çalışıyordu. Ancak kariyerinin sonlarına doğru, ağa daha sık yaklaşmaya başladı. Bu değişiklik, forehand vuruşunda daha fazla topspin kullanmaya başlamasıyla birleşti ve Evert’in oyununda yeni bir boyut ekledi.
Forehand’i, derinlik ve güçle düz bir vuruşla rakibe zor anlar yaşatıyordu. Kariyerinin ilerleyen dönemlerinde grafit teknolojisinin etkisiyle daha fazla topspin uygulamaya başlamasıyla, forehand’i daha da etkileyici hale geldi. Ayrıca, çift elle backhand’i başarıyla kullanan ilk kadın tenisçiler arasındaydı. Bu, tek elle backhand’in sağladığı ekstra erişime sahip olmasa da, daha güçlü ve tutarlı bir vuruş sağladı ve diğer kadın tenisçiler için bir örnek teşkil etti.
Evert’in oyunu, sürekli kazançlardan ziyade topu savunmada tutma ve hataları minimumda tutmaya odaklanan bir mantığa dayanıyordu. Güçlü bir servisi olmayabilir ama güvenilirlik ve isabet konusunda hiçbir rakibine şans vermezdi. Aynı zamanda, son derece hassas bir dokunuşa sahip olması ve başarılı drop şutları atabilmesiyle biliniyordu.
Evert, o zamanın servis ve volenin anahtar olduğu bir dönemde oynarken, zorlu pas şutlarıyla rakiplerini geriye itiyor, onları taban çizgisinin gerisine sıkıştırıyor ve fileye saldırılarını engelliyordu. Hızı, ayrıntılı ayak hareketleri, geniş saha kapsamı, kondisyon, tutarlılık ve zihinsel metanetiyle Evert, sahadaki en büyük güçlü yönlerine sahipti.
Evert’in en sevdiği yüzey, topraktı ve bu zeminde muazzam bir başarı elde etti. Toprağın sağladığı yavaş hız ve yüksek sıçrama, Evert’in kontrollü, defansif oyun tarzını mükemmelen destekledi. Kariyeri boyunca toprak zemindeki 382 galibiyet ve sadece 22 yenilgi (%94,6 galibiyet oranı), onun ne kadar etkileyici bir performans sergilediğinin bir göstergesiydi.
Evert’in sakiniği, zihinsel dayanıklılığı ve zarif oyun tarzı ona “Buz Prensesi” lakabını kazandırmıştı. Tenis dünyasına bıraktığı miras, genç kadın tenisçilere güçlü ve zarif bir şekilde rekabet etme yolunu gösterdi. Chris Evert, tenis sporunda bir ikon olarak anılmaya devam edecek.
Kişisel Yaşamı
Evert, ilk Grand Slam etkinliğini kazanmadan önce Puritan Fashions ile bir spor giyim serisini desteklemek için bir sözleşme imzaladı. Şirket başkanı Carl Rosen onu o kadar takdir etti ki, bir yaşındaki yarış atına onun onuruna isim verdi. “Chris Evert” adlı at, 1974 ABD Filly Triple Crown ödülünü kazandı , Olağanüstü 3 Yaşındaki Filly için Eclipse Ödülü’ne layık görüldü ve Ulusal Yarış Müzesi ve Onur Listesi’ne alındı.
1970’lerde, Evert’in erkeklerde en iyi oyuncu Jimmy Connors’la olan aşkı , özellikle de ikisi de Wimbledon’da 1974 tekler şampiyonluğunu kazandıktan sonra halkın hayal gücünü harekete geçirdi. Evert ve Connors da ara sıra birlikte karışık çiftler oynadılar. 19 yaşındayken nişanlandılar ve 8 Kasım 1974’te düğün yapılması planlandı. Romantizm uzun sürmedi ve düğün iptal edildi. Mayıs 2013’te Connors, otobiyografisinde Evert’in çocuğuna hamile olduğunu ve hamileliğini sonlandırmaya karar verdiğini yazdı . Evert, Connors’ın kitabı özel bir konuyu yanlış anlatmak için kullanması nedeniyle son derece hayal kırıklığına uğradığını” söyledi.
1978 ABD Açık’ta bir maç oynarken Evert, bileğinden saha yüzeyine düşen elmas çizgili bir bileklik takıyordu. Bunun hakkında “Tenis bileziğimi düşürdüm” dedi ve o zamandan beri elmas bileziklere “tenis bilekliği” de deniyor.
1979’da Evert, İngiliz tenisçi John Lloyd ile evlendi ve adını Chris Evert Lloyd olarak değiştirdi. İngiliz şarkıcı ve aktör Adam Faith ile olan ilişkisinin ardından çift ayrıldı, ancak barıştılar ve evliliklerini Carol Thatcher’ın birlikte yazdığı Lloyd On Lloyd biyografisinde anlattılar . Çift, Nisan 1987’de boşandı.
1988’de Evert, Martina Navratilova tarafından kendisine tanıtılan Amerikalı yokuş aşağı kayakçı Andy Mill ile evlendi. Üç oğulları var. 13 Kasım 2006’da Evert boşanma davası açtı. Boşanma, Evert’in Mill’e nakit ve menkul kıymet olarak 7 milyon ABD doları tutarında bir ödeme yapmasıyla 4 Aralık 2006’da tamamlandı.
28 Haziran 2008’de Evert, üçüncü kocası Avustralyalı golfçü Greg Norman ile Bahamalar’da evlendi. 2 Ekim 2009’da 15 ay sonra ayrılacaklarını duyurdular. Boşanmaları 8 Aralık 2009’da kesinleşti.
Evert’in kız kardeşi Jeanne , iki yıllık bir hastalığın ardından yumurtalık kanserinden öldü . Chris Evert, BRCA gen mutasyonunu taşıdığını öğrendikten sonra koruyucu histerektomi geçirdi. 2022 yılında rezeke edilen Fallop tüplerinde kanser ortaya çıktı. Mayıs 2022’de Evert’in yumurtalık kanseri için kemoterapi tedavisini tamamladığı bildirildi . Doktorunun, erken teşhis edildiği için kanserin bir daha geri dönmeme ihtimalinin yüzde 90 olduğunu söylediğini belirtti.
Mevcut Çalışmalarından Şampiyonluklarının İzleri: Chris Evert
Florida’nın güzel şehri Boca Raton’da yer alan Evert Tenis Akademisi’nin gurur verici sahibi olan Chris Evert, tenis dünyasında fark yaratmak için çalışmalarını sürdürüyor. Aynı zamanda Saint Andrew’s School’un lise tenis takımına koçluk yapıyor ve genç yeteneklerin gelişimine katkıda bulunuyor. Ancak Chris Evert’in etkinlikleri bunlarla sınırlı değil.
Tenis tutkusunu yayıncılık dünyasına da taşıyan Evert, Tennis dergisine katkıda bulunarak tenis severlere bilgiler sunuyor. Tenis hakkındaki derin bilgisi ve tecrübeleri, ESPN’de Grand Slam turnuvalarında tenis yorumcusu olarak da görev almasını sağlamıştır. 2011 yılında bu heyecan verici göreve başlayan Evert, tenis heyecanını taraftarlarla paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyor.
Chris Evert aynı zamanda moda ve spor dünyasını bir araya getiren işbirlikleri yapma konusunda da yetenekli bir isimdir. 2015 yılında, Tail Activewear ile işbirliği içinde Chrissie by Tail adını taşıyan bir tenis ve aktif giyim serisi piyasaya sürmüştür. Bu koleksiyon, hem şık hem de sporculara uygun tasarımları ile büyük beğeni toplamaktadır. Chris Evert, spor ve modanın bir araya geldiği bu projede zevklerini ve tutkusunu başarıyla birleştirmiştir.
Sadece spor dünyasına değil, topluma da katkıda bulunmaktan geri kalmayan Chris Evert, 2019 Aurora Oyunları Sporcu Danışma Komitesi’nin üyesi olmuştur. Bu komite aracılığıyla, sporun değerlerini ve etkisini daha geniş kitlelere yayma amacı güdülmektedir. Chris Evert, sporun gücünü keşfetmek ve daha fazla insanın sporla buluşmasını sağlamak için bu önemli görevde yer almaktan onur duymaktadır.
Son olarak, Chris Evert’in tenis kariyerinin zirvesi aradan geçen kırk yıla rağmen hala parlamaktadır. 10 Haziran 2023 tarihinde gerçekleşen 2023 Fransa Açık Tekler Turnuvası’nda, Evert, yedi şampiyonluk zaferinden birini kazandığı Roland-Garros’ta Iga Świątek’e ödülünü takdim etmiştir. Bu büyüleyici an, Evert’in hâlâ tenis dünyasının kalbinde olduğunu ve şampiyon bir ruha sahip olduğunu göstermektedir.
Chris Evert, sadece başarılı bir tenis kariyerinin ötesinde, tenise olan tutkusunu ve bilgisini paylaşmaktan, modayla sporu buluşturmaktan ve topluma katkı sağlamaktan büyük mutluluk duyan bir isimdir. Evert’in çalışmaları, onun profesyonel, başarı odaklı ve tutkulu bir sesle konuşmasını sağlamaktadır. Onun gibi bir ikonun, tenis dünyasında hâlâ önemli bir rol oynaması ve gelecek nesillere ilham vermesi hiç şüphesiz büyük bir şanstır.