Dolar 34,5424
Euro 36,0063
Altın 3.006,41
BİST 9.549,89

BMW Tarihçesi

15.11.2023
A+
A-
BMW Tarihçesi
Tanıtım Yazısı

BMW tarihçesi, Luftschiffbau Zeppelin firmasının ana hissedarı olan Karl Rapp ve Gustav Otto’nun kurduğu başka bir uçak üreticisi olan Gustav Flugmaschinefabrik ile birleşerek, Bayerische Flugzeug-Werke AG’nin (BFW) kurulmasına kadar gider. 1916 yılında Karl Rapp’ın adını taşıyan Rapp Motorenwerke, BFW ile birleşti ve BMW’nin temelleri atılmış oldu.

BMW’nin logosunda yer alan mavi-beyaz çizgiler, firmanın hava taşıtları ile başladığı endüstrideki köklerini temsil eder. Aslında bu renkler Bavyera eyaletinin bayrağındaki renklerdir ve gökyüzünü temsil etmezler, bu yanlış bir inanıştır.

1930’ların başında BMW, otomobil üretimine başladı. İlk otomobilleri olan BMW 3/15 ve 3/20 compact ve sportif bir görünüme sahip idi. Daha sonra BMW, ’30 tarihli spor otomobillerle kendini otomobil endüstrisinde çok daha belirgin hale getirdi.

II. Dünya Savaşı’nda BMW, Alman ordusu için uçak motorları, motosikletler ve ayrıca otomobiller üretti. Ancak savaşın sonunda, BMW fabrikaları büyük ölçüde tahrip edildi. 1945 yılında, Müttefikler BMW’ye sivil araç üretimine kadar motorlu taşıtlar üretmeyi yasakladı. Bu süre zarfında, BMW motosiklet üretimi, ev aletleri ve bisikletlere odaklandı.

1950’lerin başında BMW, otomobil üretimine geri döndü ve kısa süre sonra BMW 501, seri üretimine başladı. Bu model, şirketin “lüks segmentindeki” isteklerini yerine getirdi ve aynı zamanda ince çizgileri ve zarif tasarımı ile tanındı.

BMW, 1970’lerde kendini daha sportif ve performans odaklı bir marka olarak konumlandırdı. BMW 3 Serisi, 5 Serisi ve 7 Serisi gibi modeller bu dönemde ortaya çıktı. Bu modeller, kompakt, sportif sedanlar ve lüks otomobiller olarak pazara sunuldu ve markanın prestijini önemli ölçüde artırdı.

Günümüzde BMW, premium lüks ve performans segmentinde lider bir marka olarak duruyor. BMW i Serisi ve BMW X Serisi gibi elektrikli ve hibrit modellerle de gelecek teknolojilerinde de marka önemli bir konumda. Her zaman kalite ve mükemmeliyet peşinde koşan bir marka olarak, BMW’i otomotiv sektörünün en önemli isimlerinden biri haline getiren değerleri korumaya devam ediyor.

BMW Motosikletleri

BMW’nin otomobil üreticisi olarak köklü bir geçmişi bulunurken, aynı zamanda birinci sınıf motosiklet üreticisi olarak da büyük bir itibara sahiptir. İlk motosikletlerini 1923 yılında üreten BMW Motorrad, hem sivil hem de askeri kullanım için çeşitli motosikletler tasarlamış ve üretmiştir.

BMW’nin ilk motosikleti, R32, motosiklet tarihinde dikkat çekici bir yer tutar. Motosikletin hava soğutmalı, düz ikiz boxer motoru ve şaft tahrikli arkasını ileri dönük bir şekilde tasarlayan tasarımcı Max Friz, motorun boxer yapısını ve şaft sürücüsünü kullanmayı sürdürdü ve BMW motosikletlerinin belirleyici özelliklerinden biri olan bu yapının devamını sağladı.

1930’lu yıllarda BMW, motosiklet dünyasında çığır açan modellerini piyasaya sürdü. Bunlar arasında art deco tarzıyla tasarlanmış olan R7 ve ünlü spor modeli R37 bulunmaktadır.

II. Dünya Savaşı sırasında, BMW’nin motosiklet üretimi, özellikle Wehrmacht için R12 ve R75 modellerini içeriyordu. Bu modeller hala oldukça aranılan klasiklerdir.

Savaştan sonra BMW, motosiklet ürün yelpazesini genişletti. İlk spor turer olan R68’i ve daha sonra yol amaçlı R50/2, R60/2 ve R69S’i piyasaya sürdü. 1970 ve 80’li yıllarda, BMW, R90S spor modeli ve K-serisi gibi yeni modeller ve konseptlerle ürün yelpazesini genişletti.

Günümüzde, BMW Motorrad, geniş bir motosiklet yelpazesi sunmaktadır. Bunlar arasında macera turerler, sportif yol motosikletleri ve kentsel hareketlilik için tasarlanmış motosikletler bulunmaktadır. Bunlar arasında en çok bilinenler arasında GS serisi, R serisi ve daha yeni olan S 1000 ve F 800 serileri bulunmaktadır.

BMW Motorrad ayrıca, sürüş teknolojisi ve güvenlik özellikleri konusunda da yenilikçi olmuştur. ABS frenler, elektronik süspansiyon ayarı ve dinamik çekiş kontrolü gibi özelliklerle, BMW motorları hem hareket kabiliyeti hem de sürüş güvenliği ile bilinir.

Sonuç olarak, BMW’nin motosiklet bölümü, markanın köklü tarihini, mühendislik mükemmeliyetini ve yenilikçi ruhunu yükselten bir yanı sayesinde, dünya genelinde tutkulu bir takipçi kitlesi oluşturan birinci sınıf motosikletler üretmeye devam etmektedir.

BMW Otomobil Teknolojisi

BMW’nin otomobiller, baştan başa teknolojiyle doludur. Bu teknolojilerin çoğu, sürüş deneyimini iyileştirir, güvenliği artırır ve aracın çevre üzerindeki etkisini azaltır.

1. Hafif Malzemeler: BMW, otomobillerinin şasi ve gövdesinde hafif ama sağlam malzemeler kullanarak araçların hem yakıt verimliliğini hem de performansını artırıyor. Karbon fiber ve alüminyum, bu malzemeler arasında en belirgin olanlardır.

2. Elektrikli ve Hibrit Teknolojiler: BMW, çevre dostu modeller üretmek için elektrikli ve hibrit teknolojileri kullanıyor. Örneğin, BMW i3 tamamen elektrikli bir araç iken, i8 hem gaz hem de elektrik kullanabilen bir hibrit.

3. Sürüş Destek Sistemleri: BMW, bir dizi sürüş destek sistemi sunar. Bunlar arasında fren kontrolü, çarpışma önleme asistanı, gece görüşü ve yaya tanıma teknolojileri bulunur.

4. Bağlantı: BMW otomobiller, cep telefonları, tabletler ve diğer cihazlarla sorunsuz bir şekilde uyum içinde çalışabilen BMW ConnectedDrive tarafından sağlanan özelleştirilebilir hizmetlere ve çevrimiçi hizmetlere bağlanabilir. Bu, kullanıcının radyo dinlemekten, navigasyon hizmetini kullanmaya kadar bir dizi işlevi kolayca kullanabilmesini sağlar.

5. Otonom Sürüş Teknolojileri: BMW, tamamen otonom bir sürüş deneyimi sunma hedefine yönelik olarak sürüş teknolojilerini sürekli geliştirmektedir. Bu teknolojiler, aracın durumu, çevresi ve sürücünün davranışları hakkında veri toplayabilir ve bu verileri kullanarak aracın kendiliğinden hareket etmesine veya belirli koşullar altında sürücüden daha güvenli ve verimli bir sürüş deneyimi sağlamasına yardımcı olabilir.

Bu teknolojiler, yalnızca BMW’nin mevcut otomobillerinde bulunmaktadır. BMW’nin teknoloji ve mühendislik ekipleri gelecekteki otomobillerin daha da gelişmiş olmasını sağlamak için sürekli çalışmalarını sürdürmekte ve yeni inovasyonlar üzerinde durmaksızın çalışmaktadır. Bu da BMW’nin gelecekte de otomotiv sektöründeki lider konumunu korumasını sağlayacaktır.

BMW Elektronik Süspansiyon Sertlik Kontrolü (EDC)[3] Teknolojisi

Elektronik Süspansiyon Sertlik Kontrolü veya daha yaygın bir şekilde bilinen adıyla Electronic Damper Control (EDC) teknolojisi, BMW’nin süspansiyon sistemlerinde uyguladığı bir özelliktir. Bu teknoloji, aracın süspansiyon ayarlarını sürekli olarak düzenlemekte ve yol koşullarına, sürüş tarzına ve hızına uygun olan en uygun süspansiyon ayarını otomatik olarak seçmektedir.

EDC, bir aracın sürüş karakteristiğini büyük ölçüde etkiler. Hassas sertlik kontrolü sayesinde, hem konforlu bir sürüş deneyimi sağlar hem de dinamik sürüş durumlarında mükemmel yol tutuşu sunar. Özellikle hızlı köşe dönüşleri, ani hızlanmalar veya frenlemeler sırasında aracın süspansiyonunun daha sert ayarlanmasını sağlar. Bu, aracın daha dengeli bir şekilde hareket etmesini ve özellikle yüksek hızlarda daha dikkatli bir sürüş hissi vermesini sağlar.

EDC özelliği, sürücünün isteği üzerine de manuel olarak ayarlanabilir. Sürücüler arzularına göre “Comfort”, “Sport” ve “Sport+” gibi farklı süspansiyon modları arasından seçim yapabilirler. Bu, aracın sürüş karakterini yol koşulları ve kişisel sürüş tercihlerine göre uyarlamada ekstra esneklik sağlar.

Sonuç olarak, BMW’nin EDC teknolojisi, daha dinamik ve aynı zamanda daha konforlu bir sürüş deneyimi sunar. Bu teknoloji, BMW’nin düşündüğünüzden daha fazlasını sunma taahhüdünün bir parçasıdır ve bu markayı seçen sürücüler için gerçek bir avantaj sağlar.

iDrive Teknolojisi

iDrive, BMW’nin tüm modellerinde, sürücünün otomobilin çeşitli bilgi ve eğlence fonksiyonlarını güvenli ve rahat bir şekilde kontrol etmesini sağlayan bir sistemdir. Bir kontrol çubuğunun yanı sıra bir dizi düğme ve dokunmatik ekranı içerir.

Sistem, ses kontrolü, uydu navigasyonu, internet erişimi, radyo ve CD çalar kontrolü ve iklim kontrolü gibi çok sayıda işlevi kapsar. Bu işlevler, sürücünün iDrive kontrol çubuğunu kullanarak kolayca erişebileceği ve navigasyon için merkezi bir ekran aracılığıyla görüntüleyebileceği bir menü sistemi içinde organize edilmiştir.

iDrive, sürüş deneyimini daha güvenli hale getiriyor çünkü sürücünün aracın ana kontrol fonksiyonlarına dikkatini dağıtmadan ve ellerini direksiyondan ayırmadan erişmesini sağlıyor. Ayrıca, sürücünün aracın bilgi-eğlence, konfor ve güvenlik sistemlerini özelleştirmesine olanak sağlayarak sürüş deneyimini daha kişisel ve keyifli hale getirir.

İyi bir örnek, iDrive’ın sürüş modları seçeneğidir. Sürücüler, ECO PRO, Comfort, Sport ve Sport+ modları arasında geçiş yapabilir, her birinin otomobilin sürüş dinamiklerini, motor tepkisini, direksiyonu ve hatta otomatik şanzımanın vites değişikliklerini nasıl etkileyeceğini seçer.

Sürücüler ayrıca, otomobilin kişisel ‘anahtarlarını’ kullanarak kendi profil ayarlarını oluşturabilirler. Bu, otomobili başlatır başlatmaz sürüş pozisyonunu, dış ve iç ayna ayarlarını, HUD görüntülemeyi ve en son medya ayarlarını dahil olmak üzere kişiselleştirilmiş bir sürüş deneyimi sunar.

BMW iDrive, modern otomobil sürüş deneyiminin kutup noktasıdır, sürüş güvenliğini iyileştirirken aynı zamanda konfor ve keyif katmaktadır. Yenilikçi özellikler ve kullanımı kolay bir arayüzle, iDrive, BMW otomobillerinin en güçlü ve çekici özelliklerinden biridir.

Aktif hız kontrolü (ACC)

BMW’nin Aktif Hız Kontrolü (Active Cruise Control – ACC), otoyolda veya trafikte seyahat ederken sürüşü kolaylaştıran bir teknoloji özelliğidir.

ACC, radar ve kameralar aracılığıyla öndeki taşıtların hızını ve mesafesini algılar ve bu bilgileri kullanarak otomobilin hızını otomatik olarak ayarlar. Sürücü, sistem aracılığıyla takip etmek istedikleri mesafeyi ve maksimum hızı önceden belirlemiştir. Sürücü hızı veya mesafeyi herhangi bir anda manuel olarak ayarlamayı seçebilir.

Aktif Hız Kontrolü’nde bir başka önemli özellik de dur-kalk özelliğidir. Bu özellik, özellikle yoğun trafik durumlarında faydalıdır. Trafik durduğunda sistem otomobili tamamen durdutabilir ve sonra hareketi başlatmak için sürücüden bir komut alana kadar onu o şekilde tutabilir. Bu, yoğun trafikte sürüş sırasında stresi ve yorgunluğu önemli ölçüde azaltmaya yardımcı olabilir.

BMW’nin Aktif Hız Kontrolü, daha konforlu ve rahat bir sürüş deneyimi sunar. Ayrıca aktif güvenlik özelliklerini artırır ve çarpışma riskini azaltır. Bu özellik, sürücünün sürekli dikkatini dağıtmadan ve kontrolü kaybetmeden aracın hızını ve mesafesini ayarlamasını sağlar.

Hi-Fi Professional LOGIC7

BMW Hi-Fi Professional LOGIC7, yüksek kaliteli ses deneyimi sunan bir ses sistemi. Bu, BMW’nin belirli modellerinde standart veya opsiyonel donanım olarak mevcuttur.

LOGIC7 teknolojisi, araca yayılan ses dalgalarının dağıtılmasını optimize eder, böylece yolcuların aracın neresinde olursa olsunlar tamamen dengeli ve gerçekçi bir ses deneyimi yaşamalarını sağlar. İster bir konseri canlı olarak dinliyormuş gibi hissetmek, isterse araç içinde dinlendirici bir atmosfer yaratmak isteyin, Hi-Fi Professional LOGIC7 bu deneyimi sunar.

Ses sistemi genellikle birden çok hoparlör içerir, her biri belirli bir ses aralığında en iyi performansı sağlamak için özel olarak tasarlanmıştır. Yüksek frekanslı sesler için tweeter’lar, orta frekanslar için mid-range hoparlörler ve düşük frekanslar için subwoofer’lar bulunur. Bu, geniş bir frekans aralığı üzerinde dengeli, tam ve detaylı bir ses sağlar.

Bunun yanı sıra, LOGIC7 ses sistemi ayrıca bir equalizer özelliği sunar. Bu, sürücünün ve yolcuların, bir konser salonunda olduğu gibi belirli enstrümanların veya vokallerin sesinin yoğunluğunu ayarlamasını sağlar. Bu özelliği kullanarak, sürücü ve yolcular, herhangi bir parçanın belirli yönlerini vurgulayabilir ve böylece dinleme deneyimini daha da özelleştirebilirler.

BMW Hi-Fi Professional LOGIC7 ses sistemi, araçta bulunan herkes için çok boyutlu, canlı ve zengin bir ses deneyimi sunar. Bu özelliğiyle, BMW, premium otomobil deneyiminin bir parçası olarak yüksek kaliteli ses sunar.

Adaptif farlar

BMW’nin Adaptif Farlar özelliği, sürücülerin gece sürüş güvenliğini önemli ölçüde artırmaktadır. Bu teknoloji, aracın hızına, direksiyon açısına ve yolun eğimine dayalı olarak farların yönünü otomatik olarak ayarlar.

Adaptif Farlar, bir viraja girerken veya çıkarken farların aracın dönüş yönüne doğru döndürülmesini sağlar. Bu, sürücünün virajın içini daha iyi görmesine yardımcı olur ve aracın virajı çoktan geçtikten sonra görünür hale gelebilecek yayaları, hayvanları veya diğer potansiyel engelleri tespit etmeye yardımcı olur.

Bunun yanı sıra, Adaptif Farlar BMW’nin Otomatik Uzun Huzmeli Yardım özelliği birleştiğinde, öndeki durağan veya hareket eden araçları tanıyabilir ve yolu uygun şekilde aydınlatmak için farların yoğunluğunu ve yönünü otomatik olarak ayarlar. Bu, sürücüye gelişmiş bir görüş ve daha fazla tepki süresi sağlama konusunda inanılmaz derecede yardımcı olur.

Adaptif Farlar ayrıca otomatik seviye ayarlama özelliğine de sahiptir. Yani, araç hızlandığında veya fren yaptığında farlar otomatik olarak yukarı veya aşağıya ayarlanır, böylece yol her zaman uygun şekilde aydınlatılır.

Kısacası, BMW’nin Adaptif Farlar özelliği gece sürüş güvenliğini arttırır, yol üzerindeki engellere karşı sürücünün bilincini artırır ve BMW’nin genel sürüş ve güvenlik deneyimine değerli bir katkı sağlar.

Aktif direksiyon

BMW Aktif Direksiyon, sürücülere daha fazla kontrol ve rahatlık sunan bir teknolojidir. Bu özellik, direksiyon oranını veya başka bir deyişle direksiyon çevrimlerinin sayısı ile ön tekerleklerin dönüş açısının oranını otomatik olarak ayarlar. Bu ayarlamalar, aracın hızına ve diğer sürüş koşullarına bağlıdır.

Yüksek hızlarda, Aktif Direksiyon az bir direksiyon girişiyle daha az tekerlek dönüşü sağlar. Bu, tepkileri yumuşatarak aracın yüksek hızlarda daha stabil hale gelmesine yardımcı olur. Bunun yanı sıra, hızlı otoban şerit değişikliklerinde veya ani manevralar sırasında daha kesin kontroller sağlar.

Düşük hızlarda, bu sistem direksiyon oranını artırır. Bu da Sürücünün daha az direksiyon çevrimi yapmasını sağlar. Bu özellikle dar alanda park etme veya manevra yapma gibi durumlardan büyük fayda sağlar. Bu özelliği ile sürücüler daha az çaba ile daha keskin dönüşler yapabilirler.

Buna ek olarak, BMW’nin Aktif Direksiyon teknolojisi, ani frenleme durumunda tekerleklerin belirli bir yol üzerinde dönmelerine olanak sağlar, böylece kontrol altında kalır ve aracın sürüş hizasını değiştiremezler.

Aktif Direksiyon, sürüş koşullarına adapte olan bir direksiyon sistemi özelliğidir. Bu özelliğin varlığı, aracın kontrolünü kolaylaştırır ve sürüş deneyimini daha rahat ve daha güvenli hale getirir.

ASC + T ( Automatic Stability Control + Traction)

BMW’nin ASC + T (Automatic Stability Control + Traction) sistemi, gelişmiş sürüş güvenliği ve stabilitesi için tasarlanmış bir teknolojidir. Bu sistem, dönüşler, hızlanmalar veya ani manevralar gibi durumlardan özellikle etkilidir.

ASC + T, başta çekiş kontrolü olmak üzere iki ana fonksiyona sahiptir. Çekiş kontrolü, bir veya her iki arka tekerleğin aşırı dönmesi durumunda fren uygulayarak tekerlere daha fazla çekiş sağlar. Bu, kaymayı önlemeye ve özellikle kaygan veya gevşek yüzeylerde daha fazla stabilite sağlamaya yardımcı olur.

Otomatik Stabilite Kontrolü (ASC), sürücünün belirli sürme koşullarında yeterli çekiş olmaması durumunda çalışır. Örneğin, hızlanırken bir tekerlek dönerse veya kontrol kaybedilirse, ASC devreye girer ve motor torkunu azaltır veya belirli tekerleklere fren uygular. Bu, sürücünün kontrolünü yeniden kazanmasına ve aracın stabil halde kalmasına yardımcı olur.

Bu özellikler, sadece yol koşulları zor olduğunda değil, aynı zamanda sürüş stilleri değiştiğinde sürüş güvenliğini ve konforunu artırır. Sürücüler yokuş yukarı hızlanabilir, hızlı bir şekilde dönebilir veya ani bir şekilde durabilirler ve ASC + T sayesinde aracın performansı ve stabilitesi korunur.

ABS (Antilock Braking System)

BMW’nin ABS (Antilock Braking System) özelliği, sürücülerin acil durumlarda bile direksiyon kontrolünü korumalarını sağlar. Bu sistem, frenleme esnasında tekerleklerin kilitlemesini önleyerek sürücünün manevra kabiliyetini sınırlayan kaymaları engeller.

BMW ABS sistemi, tekerlek hızını sabit bir hızla izler ve her tekerleğin birbirine göre bağımsız olarak frenleyebilmesi için gelişmiş bir çekiş kontrol sistemi içerir. Eğer bir tekerlek, diğerlerinden daha hızlı dönmeye başlarsa veya bir tekerleğin kayma riski oluşursa, sistem tekerlek hızını dengeler ve kaymayı önler.

Bu özellik, sürücülerin acil durumlarda daha çabuk durabileceği anlamına gelir, çünkü normalde kayan bir tekerlek yerine tam frenleme kuvvetine sahip olacaklar. Bu aynı zamanda ani dönüşler ve benzeri manevralarda da sürücülere yardımcı olur; ABS sistemi, dönüş yaparken tekerleklerin kilitlenmesini ve aracın kaymasını engeller.

Ayrıca BMW ABS sistemi, her türlü hava durumunda kısa fren mesafesi sağlar. Karlı veya yağışlı yollarda, bu sistem aracın kontrolünü korumak ve en uygun frenleme performansını sağlamak için otomatik olarak uyarlar.

BMW ABS özelliği, direksiyon kontrolünü korumak ve frenleme esnasında aracın kontrol edilebilirliğini artırmak için hayati bir güvenlik özelliğidir.

Servotronic

BMW’nin Servotronic sistemi, aracın hızına göre direksiyon gücünü ayarlar. Bu, düşük hızlarda veya park ederken daha az çaba gerektirirken, yüksek hızlarda daha fazla direksiyon hassasiyeti ve kontrolü sağlar.

Servotronic, direksiyon pompası ve bir valf ile birlikte çalışır ve sürüş hızına bağlı olarak direksiyon asistanı düzeyini artırır veya azaltır. Düşük hızlarda bile hafif bir direksiyon çevirme eforu sağlar, bu da manevra kabiliyetini artırır ve park etmeyi kolaylaştırır. Bu, özellikle şehir içi trafiğinde veya park yerlerinde yüksek manevra kabiliyeti gerektiren durumlarda kullanışlıdır.

Yüksek hızlarda ise Servotronic, direksiyonun daha direkt ve hassas olmasını sağlar. Bu da sürüş deneyimini daha keyifli ve emniyetli hale getirir. Direksiyon yardımı azaltıldığında, sürücü daha fazla direksiyon tepkisine ve yol hissine sahip olur.

Her BMW modeli standart olarak Servotronic ile donatılmıştır. Bu özellik, BMW’nin kullanıcı dostu ve güvenli sürüş deneyimi sunmada önemli bir rol oynar. Bu sistem sayesinde sürücüler, araçlarının kontrolünü her zaman tam hissederler ve direksiyon tepkime süreleri hızlı ve hassas olur.

Servotronic bir BMW modelinde olmazsa olmaz bir özelliktir ve sürücünün sürekli değişen sürüş koşullarına hızlı ve esnek bir şekilde yanıt vermesine yardımcı olur.

DSC (Dynamic Stability Control)

BMW’nin DSC (Dynamic Stability Control) sistemi, otomobilin sürüş stabilitesini artırmak için tasarlanmış bir teknolojidir. Bu sistem, tekerleklerin kaymasını engellemek ve aracın genel denge ve kontrolünü gözetmek suretiyle güvenli bir sürüş deneyimi sağlar.

DSC, direksiyon girişini, tekerlek hızını ve aracın yanal ivmelenmesini gerçek zamanlı olarak izler. Eğer sisteme bağlı bilgisayar herhangi bir dengesizlik tespit ederse, DSC bir veya çoklu tekerleklere fren uygular veya gerektiğinde motora giren gaz miktarını azaltır.

Bu haliyle, DSC virajlarda aşırı hızlanmayı, alt dönmeyi ve üst dönmeyi engeller, kaygan yollarda da daha güvenli bir sürüş deneyimi sağlar.

Sistemin hızla reaksiyon göstermesi, ani manevralar, yol dönüşleri veya acil fren yapma durumlarında çok önemlidir. Bu durumlar genellikle kayma veya dönüş kontrolünün kaybına yol açabilir, ancak DSC bu durumları büyük ölçüde önler.

DSC’nin bir diğer özelliği de, durmayı hızlandıran bir fren asistanı içermesidir. Gizli bir tehlike ile karşılaşıldığında, sistem fren pedalına sert bir şekilde basmayı ve böylece durma mesafesini azaltmayı sağlar.

Global anlamda, BMW’nin DSC (Dynamic Stability Control) sistemi, sürüş güvenliğini artırmak ve sürücünün tüm koşullar altında kontrolünü muhafaza edebilmesini sağlamak için hayati bir teknolojidir.

CBC (Cornering Braking Control)

BMW’nin CBC (Cornering Braking Control) sistemi, sürüş güvenliğini artırmak amacıyla eğimli yollarda veya virajlarda frenleme dengesini optimize eder.

Bu sistem, fren sırasında aracın dengesini ve stabilitesini korur ve aracın beklenmedik bir şekilde kaymasını veya döndürülmesini önler. CBC, her tekerleğin bireysel fren basıncını ayarlayarak çalışır, böylece aracın her iki yanı arasındaki fren gücünün dengesi sağlanır.

CBC’nin en önemli işlevlerinden biri, her bir tekerleğe olan yük dağılımını dengelemektir. Yol ve hava koşulları, sürücünün sürüş tarzı ve araç yükü gibi faktörler nedeniyle değişebilir. Özellikle virajlarda, araç yükünün dinamik olarak değiştiği durumlarda CBC çok önemlidir.

CBC, yüksek hızlarda bile sürüş güvenliğini garantileyerek, kontrolsüz dönüşleri engeller. Bu sistem, frenleme eylemi sırasında aracın kontrolünü kolaylaştırır ve sürücünün virajın yarı çapına ve hıza uygun bir yol dışı çizgisini seçmesine yardımcı olur.

Bu sistem, DSC’nin bir parçasıdır ve BMW otomobillere standart olarak entegre edilmiştir. CBC’nin amacı, daha güvenli bir sürüş deneyimi sağlamak ve olası bir kazayı engellemektir.

DBC (Dynamic Braking Control)

BMW’nin DBC (Dynamic Braking Control) sistemi, acil fren durumlarında sürücüye yardımcı olur. Aracın hızı ve sürücünün pedal basış hızı üzerinden bir acil durum frenleme durumunu tanımlar.

Eğer sistem bir acil frenleme durumu algılarsa, otomatik olarak fren basıncını maksimuma çıkarır ve bu şekilde fren mesafesini optimal hale getirir. Bu, özellikle beklenmeyen bir durumla karşılaşıldığında veya sürücünün hızlı bir şekilde reaksiyon göstermesi gerektiğinde çok yararlıdır.

Aynı zamanda, DBC sistemi frene tam basma durumlarında ABS (Anti-lock Braking System) sistemini de aktive eder. Bu, frenlerin bloke olmasını önler ve aynı zamanda direksiyon kontrolünün devamını sağlar.

DBC’nin asıl amacı, fren süresini mümkün olan en kısa süreye indirgemek ve olası bir çarpışma durumunda aracın hızını hızla düşürmektir. Bu teknoloji, sürüş güvenliğini önemli ölçüde artırır ve tüm BMW modellerinde standart olarak bulunur.

 

Dolmakalem