Dolar 34,4787
Euro 36,2260
Altın 2.957,05
BİST 9.367,77

Gebelik Zehirlenmesi Nedir ve Nasıl Oluşur?

31.01.2024
A+
A-
Gebelik Zehirlenmesi Nedir ve Nasıl Oluşur?
Tanıtım Yazısı

Gebelik Zehirlenmesi Nedir ve Nasıl Oluşur?

Gebelik süreci, anne adayı için heyecan verici bir dönemdir ancak bazen bazı komplikasyonlarla da karşılaşabiliriz. Bu komplikasyonlardan biri de halk arasında gebelik zehirlenmesi olarak bilinen preeklampsidir. Preeklampsi, genellikle gebeliğin 20. haftasından sonra ortaya çıkan, tansiyon yüksekliği ve idrarda protein kaçağı gibi belirtilerle kendini gösteren bir hastalıktır.

Preeklampsi, anne ve bebeğin sağlığını olumsuz etkileyebilen ciddi bir durumdur. Tansiyon yüksekliği, bazen baş ağrısı, görmede bulanıklık, karın ağrısı ve hatta nöbet gibi semptomlarla kendini gösterebilir. İdrarda protein kaçağı ise böbreklerin etkilenmekte olduğunun bir işaretidir.

Preeklampsi, henüz tam olarak neden olduğu bilinmeyen bir durumdur. Ancak genetik faktörler, yüksek kan basıncına sahip olmak, obezite, önceden preeklampsi yaşamış olmak gibi risk faktörleri bulunmaktadır. Ayrıca gebeliğin ilk defa yaşanması, 35 yaşın üzerinde olma gibi durumlar da riskin artmasına neden olabilir.

Gebelik zehirlenmesi (Preeklampsi) belirtileri nelerdir?

Gebelik süreci, kadının bedeninde bir dizi değişikliklere yol açar, ancak bazen bazı komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Gebelik zehirlenmesi veya tıbbi terimiyle preeklampsi, gebelikte sık görülen bir sağlık sorunudur. Bu durum, anne ve bebek için ciddi riskler taşıyabilir. Preeklampsi belirtileri erken aşamalarda genellikle fark edilmez, bu nedenle düzenli kontroller ve bilinçli bir gebelik takibi önemlidir. İşte gebelik zehirlenmesinin belirtileri:

  1. Yüksek tansiyon: Gebeliğin 20. haftası itibariyle, normal tansiyonu olan bir kadında sistolik kan basıncının 140 mmHg üzerine veya diyastolik kan basıncının 90 mmHg üzerine çıkması preeklampsi belirtisi olabilir.
  2. Ödem: Preeklampsi, vücutta özellikle bacaklarda artan bir ödeme neden olabilir. Özellikle parmaklarda, ayaklarda ve yüzde görülen şişlikler bu durumun belirtilerindendir. Ödem, genellikle protein kaybıyla ilişkilidir.
  3. Baş ağrısı: Preeklampsi olan bir kadında şiddetli, geçmeyen baş ağrıları sık görülür. Bu ağrılar genellikle şakaklarda veya ensede yoğunlaşır.
  4. Görme sorunları: Preeklampsi belirtisi olarak göz önünde uçuşmalar, bulanık görme veya ışığa karşı artan hassasiyet gibi görme sorunları ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlar, hemen sağlık uzmanınıza başvurmanızı gerektirebilir.
  5. Karın ve sırt ağrısı: Preeklampsi aynı zamanda üst karın bölgesinde ağrı, sırt ağrısı ve mide ağrısı gibi belirtilere de neden olabilir. Bu ağrılar bazen karaciğerin etkilenmesiyle ilişkilidir.
  6. Nefes darlığı: Gebelik sırasında nefes almakta zorlanma veya ani başlayan nefes darlığı, preeklampsi olabileceğini gösteren belirtilerdendir. Bu durum, plasentanın yeterli oksijen sağlayamadığı anlamına gelebilir.
  7. Mental durumda değişiklikler: Preeklampsi belirtileri arasında anksiyete, huzursuzluk, sinirlilik ve genel bir mental durumda değişiklikler yer alabilir. Ruhsal olarak kendinizi farklı hissediyorsanız, durumu izlemek önemlidir.
  8. Bilinç bulanıklığı: Preeklampsi, bazen bilinç bulanıklığı ve kafa karışıklığına neden olabilir. Bu durumun ciddiyeti nedeniyle hemen sağlık uzmanınıza başvurmanız önemlidir.

Bu belirtiler, gebelikte preeklampsi olabileceğini gösteren ipuçlarıdır. Ancak her kadında aynı belirtiler aynı şekilde ortaya çıkmaz. Eğer bu belirtileri yaşıyorsanız veya şüpheleriniz varsa, en kısa sürede sağlık uzmanınıza başvurmanız önemlidir. Erken teşhis ve tedavi, anne ve bebek sağlığını korumak için büyük önem taşır.

Gebelik zehirlenmesi (Preeklampsi) nedenleri ve risk faktörleri nelerdir?

Gebelik zehirlenmesi, birçok anne adayını etkileyen ve hayati tehlike oluşturabilen bir durumdur. Bu sağlık sorunuyla karşılaşan kadınların, preeklampsi olarak da adlandırılan bu durumu iyi anlamaları ve risk faktörlerini bilerek önlemler almaları önemlidir.

Gebelik zehirlenmesinin nedeni tam olarak anlaşılamamaktadır. Ancak, anne adayının gebeliğe adaptasyon sürecinde normalde olması gereken damarlanma değişikliklerinin tersine, damarlarda hasarlanma ve buna bağlı olarak daralma ve kan akımında direnç oluşabilir. Bunun sonucunda da gebelik zehirlenmesi meydana gelebilir.

Bu bozulmuş mekanizmanın oluşumunda genetik yatkınlığın yanı sıra bazı risk faktörleri de etkilidir. Örneğin, hastanın ilk gebeliği olması gebelik zehirlenmesine yol açabilecek bir faktördür. Ayrıca 40 yaş veya daha üzerindeki kadınların gebelik zehirlenmesi riski daha yüksektir. Önceki gebeliklerinde gebelik zehirlenmesi yaşayan kadınların ise tekrar bu sorunu yaşama olasılığı yaklaşık sekiz kat daha fazladır.

Obezite de gebelik zehirlenmesi riskini artıran bir faktördür. Gebelik öncesinde vücut kitle indeksi 25 ve üzeri olan kadınların kilo alımının artmasıyla birlikte risk daha da yükselir. Çoğul gebelikler (ikiz, üçüz gibi) de risk faktörleri arasında yer alır.

Kronik hipertansiyon, vasküler ve bağ dokusu hastalıkları ile kronik böbrek hastalıkları da gebelik zehirlenmesine neden olabilecek risk faktörleridir.

Anne ve bebeğin sağlığı açısından ciddi sonuçlara yol açabilen bir durumdur. Bu nedenle, risk faktörlerini bilmek ve önlemler almak önemlidir. Gebeliğin takibi, düzenli kontroller ve uygun tedavi yöntemleri bu sorunun olumsuz etkilerini azaltabilir. Unutmayın, gebelik zehirlenmesi hakkında herhangi bir şüpheniz varsa bir uzmana danışmanız önemlidir. Sağlıklı bir gebelik geçirmek için her zaman profesyonel yardım almak en doğrusudur.

Gebelik zehirlenmesi (Preeklampsi) genellikle kimlerde ortaya çıkar?

Gebelik zehirlenmesi, özellikle risk faktörü altında olan kişilerde daha sık gözlenmekle birlikte, nadir de olsa risk faktörü olmayan gebeliklerde de ortaya çıkabilir. Bu durum, tüm dünyadaki gebeliklerin yaklaşık yüzde 5’inde görülmektedir.

Preeklampsi genellikle ilk kez gebe olan kadınlarda, 40 yaşın üzerindeki hamilelerde, genetik yatkınlığı olanlarda ve belirli kronik hastalıkları olanlarda daha sık görülme eğilimindedir. Ayrıca, birden fazla bebek bekleyen anneler, obezite sorunu yaşayanlar, yetersiz beslenenler ve gebeliğin erken aşamalarında yüksek tansiyon sorunu yaşayanlar da risk altındadır.

Bu nedenle, gebelik sürecinde olan her kadının bu konuda bilinçli olması ve düzenli olarak doktor kontrolüne gitmesi son derece önemlidir.

Gebelik zehirlenmesi (Preeklampsi) hangi komplikasyonlara neden olur?

Gebelik zehirlenmesi, sadece anne adayını değil, aynı zamanda bebeği de olumsuz etkileyebilecek bir durumdur. Yüksek kan basıncı ve damar hasarı, bebeğin plasentaya doğru kan akışını etkileyebilir ve bu da bebeğin gerektiği gibi beslenememesine neden olabilir. Sonuç olarak, bebek gelişme geriliği yaşayabilir ve amniyotik sıvı miktarında azalma gözlenebilir.

Ancak gebelik zehirlenmesi komplikasyonları sadece bununla sınırlı değildir. Örneğin, anne adayında görülen ödem, özellikle bacaklarda ve yüzde yoğun bir şekilde deneyimlenir. Bu durum, genellikle rahatsızlık ve sıkıntıya neden olur ve doğal olarak günlük hayatı etkiler.

Ayrıca, kan basıncındaki yükseliş, özellikle baş ağrısı şeklinde kendini gösteren belirtilerle birlikte ortaya çıkar. Bu baş ağrıları, diğer baş ağrıları gibi sıradan ağrı kesicilere yanıt vermeyebilir ve hamile kadının yaşam kalitesini düşürebilir.

Daha ileri vakalarda, gebelik zehirlenmesi nöbetlere ve felçlere yol açabilir. Bu ciddi komplikasyonlar her iki tarafı da hayatı tehdit edebilir ve hızlı tıbbi müdahale gerektirebilir.

Nadir durumlarda ve şiddetli gebelik zehirlenmesi varlığında plasenta dekolmanı (ayrılması) riski ortaya çıkabilir. Bu, bebeğin hayatını tehlikeye atan bir durumdur ve sağlık uzmanı tarafından hemen ele alınması gereken bir durumdur.

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) Tanısı Nasıl Konur?

Gebelik zehirlenmesi tanısının konulması için belirli kriterler göz önüne alınır ve bu kriterlerin zamanında tespiti önemlidir.

Birinci adım olarak, kan basıncı ölçümü ile teşhis süreci başlar. Gebelik zehirlenmesi tanısı için kişinin sistolik kan basıncının 140 mmHg ve üzerinde, diastolik kan basıncının ise 90 mmHg ve üzerinde ölçülmesi gerekmektedir.

Tanı sürecinde bir diğer önemli parametre, idrar protein ölçümüdür. 24 saatlik idrar örneğinde 300 mg protein tespit edilmesi, gebelik zehirlenmesi tanısını doğrular.  Bazı merkezlerde 24 saatlik idrar örneği almanın mümkün olmadığı durumlarda, rutin idrar tetkikinde +2 veya daha yüksek protein düzeyi de gebelik zehirlenmesi için bir işaret olabilir.

Gebelik zehirlenmesi tanısında diğer belirtiler arasında serum kreatinin seviyesinde yükselme (1.1 mg/dl üzeri), karaciğer enzimlerinde yükselme ve trombosit adı verilen pıhtılaşma hücrelerinin sayısında azalma yer alır. Özellikle ilerleyen ve şiddetli vakalarda, bu belirtiler daha belirgin bir şekilde ortaya çıkar.

Gebelik zehirlenmesinin tanısını doğru ve zamanında koymak, bebeğin ve annenin sağlığını korumak açısından önemlidir. Bu nedenle, gebelik döneminde düzenli doktor kontrollerinin yapılması ve gerekli testlerin uygulanması büyük önem taşır.

Gebelik zehirlenmesi (Preeklampsi) nasıl tedavi edilir?

Gebelik zehirlenmesi tedavisinde bebeğin sağlıkla doğmasını sağlayacak kan basıncı kontrol altına alınır. Bu nedenle, yüksek kan basıncını tedavi etmek için antihipertansif ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar sayesinde anne adayının kan basıncı kontrol altına alınır ve olası komplikasyonların önüne geçilir.

Eğer erken doğum riski mevcutsa, bebeğin akciğer gelişimini sağlamak amacıyla kortikosteroid tedavisi uygulanabilir. Bu tedavi, erken doğumda bebeğin sağlık sorunlarını azaltan akciğer olgunlaşmasına yardımcı olur.

Tedavi sürecinde, bebek anne karnındaki gelişimi ve sağlığı açısından sürekli olarak takip edilmelidir. Bu, doğru bir tedavi planının oluşturulması ve olası komplikasyonların erken teşhis edilmesi için önemlidir. Doktorunuz doğru kontrol ve takip programı üzerinde çalışacaktır.

Tedaviye rağmen durumda düzelme sağlanamıyor veya klinik belirtilerde kötüleşme gözlemleniyorsa, gebeliği sonlandırmak amacıyla doğum planlanmalıdır. Eğer gebelik 34 haftadan sonra ise doğum gerçekleştirilmelidir. 24 ila 34 haftalar arasında ise, anne ve bebeğin durumu göz önünde bulundurularak karar verilmelidir. Sonuç olarak, gebelik zehirlenmesinin nihai tedavisi doğum ile gerçekleşir.

Anne ve bebek sağlığı için düzenli kontrol ve doktor talimatlarına uyum önemlidir. Hangi tedavi yönteminin uygulanacağına doktorunuz karar verecektir. Hekiminizle konuşarak gebelik zehirlenmesi tedavisi hakkında en doğru bilgiye ulaşabilirsiniz.

 

Dolmakalem