Dolar 32,3374
Euro 34,8108
Altın 2.390,60
BİST 10.276,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19 °C
Açık

Optisyenlik Soru ve Cevaplar

23.04.2018
A+
A-
Optisyenlik Soru ve Cevaplar
Tanıtım Yazısı

1-Gözün ışığı en kırıcı dokusu hangisidir?

CEVAP : Kornea

2-En çok göz yaşı salgılanmasını sağlayan göz bölümü hangisidir?

Gözyaşı Bezi

3-Göz kapağı içinde yer alan meibomius bezlerinin iltihaplanmasına ne denir?

Göz kapağı içinde yer alan meibomius bezlerinin iltihaplanmasına “blefarit” denir. Blefarit, genellikle kaşıntı, kızarıklık ve göz kapaklarında pul pul dökülmeler gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu durum, bezlerin tıkanması sonucu oluşabilir ve göz kapaklarının kenarlarında iltihaplanma ve enfeksiyonlara yol açabilir.

4-Kirpik kenarı iltihabına ne denir

Kirpik kenarı iltihabına “blefarit” denir. Blefarit, göz kapaklarının kenarlarında, kirpik diplerinde meydana gelen bir iltihaplanma durumudur ve sıklıkla kaşınma, kızarıklık, kirpik dökülmesi ve pul pul döküntüler gibi belirtilerle kendini gösterir.

5-Göz küresini ve göz kapaklarını örten, gözümüzün en yüzeyel zarının iltihaplanmasına ne denir?

Göz küresini ve göz kapaklarını örten, gözümüzün en yüzeyel zarının iltihaplanmasına “konjonktivit” denir. Bu durum genellikle “pembe göz” olarak da bilinir ve bakteriyel, viral enfeksiyonlar veya alerjik reaksiyonlar gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Konjonktivit, gözde kızarıklık, sulanma ve bazen çapaklanma ile karakterize edilir.

6-Üst göz kapaklarının biri ya da ikisinin birden düşük olmasına ne denir?

Üst göz kapaklarının biri ya da ikisinin birden düşük olmasına “ptozis” denir. Ptozis, göz kapaklarının normal pozisyonundan daha aşağıda olması durumu olup, genellikle kas zayıflığı, sinir hasarı veya doğumsal nedenlerle meydana gelir. Bu durum, görüşü kısmen engelleyebilir ve estetik kaygılara neden olabilir.

7-Hangi sinirin felcinde göz kapakları kapanamayıp açık(Lagoftalmi) kalır?

Göz kapaklarının tam olarak kapanamayıp açık kalması durumu olan lagoftalmi, genellikle yüz siniri (yedinci kranial sinir) felci durumunda meydana gelir. Yüz siniri, yüz kaslarını kontrol eder ve bu sinirin zarar görmesi veya işlevini kaybetmesi sonucunda göz kapaklarını kapatma yeteneği etkilenebilir, bu da göz kapaklarının tam olarak kapanamamasına yol açar. Bu durum, Bell felci olarak da bilinen yüz felcinin bir belirtisi olabilir.

8- Normal şartlarda refleks göz kırpma dakikada ortalama kaç kez olur?

Normal şartlarda, refleks göz kırpma dakikada ortalama 15 ile 20 kez arasında gerçekleşir. Bu, kişiden kişiye ve çevresel faktörlere göre değişiklik gösterebilir. Göz kırpma, gözün nemli kalmasını sağlamak ve yabancı partiküllerin uzaklaştırılmasına yardımcı olmak için önemli bir işlevdir.

9-Ana Göz yaşı bezi olan Lakrimal Gland gözün hangi bölgesindedir?

Ana göz yaşı bezi olan lakrimal gland (gözyaşı bezi), gözün üst dış köşesinde, göz küresinin üzerinde yer alır. Bu bez, gözler için gerekli olan gözyaşlarını üretir ve göz yüzeyini nemli tutarak, yabancı cisimlerin temizlenmesine ve enfeksiyonlardan korunmaya yardımcı olur.

10-Göz yaşı drenajı(göz yaşının atılması) hangi bölgeye olur?

Göz yaşı drenajı, göz yaşı kanalı sistemini kullanarak göz yaşının burun boşluğuna atılmasıyla gerçekleşir. Gözyaşları önce gözün iç köşesindeki üst ve alt gözyaşı noktalarından (puncta) gözyaşı kanallarına (canaliculi) girer. Daha sonra gözyaşı kesesi (lacrimal sac) ve burundan gözyaşı kanalı (nasolacrimal duct) yoluyla burun boşluğuna boşalır. Bu sistem, göz yaşı sıvısının göz yüzeyinden sürekli olarak uzaklaştırılmasını sağlar, böylece gözlerin nemli kalmasına ve irritan maddelerin temizlenmesine yardımcı olur.

11-Göz hareketlerini sağlayan Ekstra Oküler Kaslar (göz dışı kaslar) kaç tanedir?

Göz hareketlerini sağlayan Ekstra Oküler Kaslar (göz dışı kaslar) toplamda altı tanedir. Bu kaslar şunlardır:

  1. Lateral rektus kası – Göz küresini dışa (temporal tarafa) doğru çeker.
  2. Medial rektus kası – Göz küresini içe (nazal tarafa) doğru çeker.
  3. Superior rektus kası – Göz küresini yukarı ve biraz içe çeker.
  4. Inferior rektus kası – Göz küresini aşağı ve biraz içe çeker.
  5. Superior oblik kası – Göz küresini aşağı ve dışa çeker.
  6. Inferior oblik kası – Göz küresini yukarı ve dışa çeker.

Bu kaslar, göz küresinin farklı yönlere hareket etmesini sağlayarak geniş bir hareket aralığı sunar ve gözlerin hızlı ve koordineli hareketini mümkün kılar.

12- Göz hareketlerini sağlayan Ekstra Oküler Kaslar düz ve oblik(eğik) sırasıyla kaç tanedir? 4/2

Göz hareketlerini sağlayan Ekstra Oküler Kaslar içinde, dört tanesi düz (rektus) kaslar ve iki tanesi eğik (oblik) kaslardır.

Düz kaslar şunlardır:

  1. Lateral rektus
  2. Medial rektus
  3. Superior rektus
  4. Inferior rektus

Eğik kaslar ise şunlardır:

  1. Superior oblik
  2. Inferior oblik

Düz kaslar temel olarak göz küresini çeşitli yönlerde (sağa, sola, yukarı ve aşağı) hareket ettirirken, eğik kaslar göz küresini eğimli eksende döndürme işlevi görür. Bu sayede gözler çok yönlü ve hassas hareket kabiliyetine sahip olur.

13-Gözün saat camı gibi saydam olan;ön/dış mercek hangisidir?

Gözün saat camı gibi saydam olan ön/dış mercek, “kornea” olarak bilinir. Kornea, gözün en önünde yer alır ve saydam bir yapıya sahiptir. Işığın göze girmesi ve göz içindeki odak noktasına yönlendirilmesinde temel bir rol oynar. Korneanın bu yüksek kırıcı gücü, görme işlevinde kritik bir öneme sahiptir.

14-Korneanın %90 ının oluşturan,korneal kollajen lifleri içeren bölümü hangisidir?

Korneanın %90’ını oluşturan ve korneal kollajen lifleri içeren bölümü “stroma” olarak adlandırılır. Kornea stroması, korneanın toplam kalınlığının büyük bir kısmını kaplar ve korneanın yapısal bütünlüğünü sağlayan yoğun bir şekilde düzenlenmiş kollajen lifleri içerir. Bu lifler, korneanın şeffaflığını ve göz içine giren ışığın doğru bir şekilde kırılmasını sağlamak için önemlidir.

15- Korneanın saydamlığını sağlayan su pompalayan hücrelerin olduğu bölüme ne denir?

Korneanın saydamlığını sağlayan su pompalayan hücrelerin bulunduğu bölüme “endothelium” ya da Türkçe karşılığı ile “endotel” denir. Kornea endoteli, korneanın arka yüzeyinde yer alır ve çok ince bir tek hücre tabakasıdır. Bu hücreler, kornea içindeki su dengesini aktif olarak yönetir, fazla suyun pompalanmasını sağlar ve böylece korneanın şeffaflığını korur. Endotel hücrelerinin hasar görmesi veya işlevini yitirmesi, korneanın bulanıklaşmasına ve görme kaybına neden olabilir.

16-Göz bebeğinin küçülmesine ne denir?

Göz bebeğinin küçülmesine “miyozis” denir. Miyozis, göz bebeğinin ışığa veya odaklanma gereksinimine bağlı olarak çapının daralması sürecidir. Bu, gözün ışık miktarını düzenlemesine yardımcı olur ve daha keskin bir görüş sağlar.

17- Göz bebeğinin büyümesine ne denir?

Göz bebeğinin büyümesine “midriyazis” denir. Midriyazis, göz bebeğinin çapının genişlemesi durumu olup, genellikle az ışık koşullarında veya bazı duygusal tepkiler sırasında meydana gelir. Bu genişleme, göze daha fazla ışık girmesine izin vererek, düşük ışık koşullarında daha iyi görmeyi sağlar.

18-Akomodasyon(yakın görme-uyum) yapmamızı sağlayan göz bölümleri hangileridir?

Akomodasyon (yakın görme uyumu) süreci, gözün yakın nesnelere odaklanabilmesini sağlar ve bu süreçte birkaç göz bölümü önemli roller oynar:

  1. Lens (Göz merceği): Gözün içindeki lensin şeklini değiştirmek, yani daha yuvarlak hale gelmesini sağlayarak, ışık ışınlarının daha yakın nesneler üzerine odaklanmasına imkan tanır.
  2. Siliyer Kaslar (Siliyer cisim): Bu kaslar, lensi çevreler ve onun şeklini değiştirerek akomodasyonu sağlar. Kaslar kasıldığında, lensin süspansiyonunu sağlayan zonüler gevşer ve lens daha yuvarlak bir forma bürünür.
  3. Zonüler (Zonüler lifler): Lensi siliyer cisime bağlayan ince liflerdir. Bu liflerin gevşemesi veya gerilmesi, lensin şeklini değiştirerek fokus uzaklığını ayarlar.

Bu üç bileşenin uyumlu çalışması, gözün farklı mesafelere göre odaklanmasını sağlayarak net görüş elde etmemize olanak tanır.

19-Göz içi sıvısının(Hümor Aköz) üretimi hangi göz bölümünde yapılmaktadır?

Göz içi sıvısının (Hümor Aköz) üretimi, gözün “siliyer cisim” (ciliary body) adı verilen bölümünde yapılmaktadır. Siliyer cisim, gözün içinde, lensin hemen arkasında bulunur ve göz içi sıvısını sürekli olarak üretir. Bu sıvı, gözün ön kamerasında yer alan ve gözün şeklini korumaya yardımcı olan, besin ve oksijen taşınımını sağlayan, aynı zamanda metabolik atıkları taşıyan bir ortam görevi görür.

20-Göz içi basıncı yüksekmesi ile göz siniri hücrelerine Zarar veren göz hastalığı hangisidir?

Göz içi basıncının yükselmesiyle göz siniri hücrelerine zarar veren göz hastalığına “glokom” denir. Glokom, göz içi sıvısının (hümor aköz) drenajında bir sorun olması nedeniyle göz içi basıncının artmasıyla karakterize edilir. Bu yüksek basınç, optik sinire zarar verebilir ve zamanla görme kaybına yol açabilir. Glokomun çeşitli türleri vardır, ancak en yaygın olanı açık açılı glokomdur. Erken teşhis ve uygun tedavi ile glokomun ilerlemesi yavaşlatılabilir veya durdurulabilir.

21-Retinanın dış tabakaları hangi göz dokusu tarafından beslenmektedir?

Retinanın dış tabakaları, “koroid” adı verilen göz dokusu tarafından beslenir. Koroid, gözün arkasında bulunan ve bol miktarda kan damarı içeren bir tabakadır. Bu yapı, retinanın dış tabakalarına gerekli oksijen ve besinleri sağlar, böylece retinanın sağlıklı işlev görmesi ve görme işleminin düzgün bir şekilde yürütülmesi desteklenir. Koroid, özellikle retina fotoreseptörlerinin (çubuklar ve koniler) yoğun enerji gereksinimlerini karşılamada kritik bir rol oynar.

22-Göz iç merceğimiz(Lens)in kırıcılık gücü yaklaşık kaç diyoptridir?

Göz iç merceği (lens) normalde yaklaşık 15 ila 20 diyoptri arasında bir kırıcılık gücüne sahiptir. Bu değer, lensin şekline ve esnekliğine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir, çünkü lensin şekli, odaklanılan nesnenin mesafesine göre dinamik olarak ayarlanabilir (akomodasyon). Özellikle, lensin kırıcılığı, gözün yakın nesnelere odaklanması gerektiğinde artar, çünkü lens daha yuvarlak bir hale gelir ve bu da kırıcılık gücünü artırır.

23-Göz içi boşluğunu doldurarak göz tonüsü(gerginlik) sağlayan ve retinaya yapışık ve destek olan göz dokusu hangisidir?

Göz içi boşluğunu doldurarak göz tonüsü (gerginlik) sağlayan ve retinaya yapışık ve destek olan göz dokusu “vitreus humor” veya “vitreus cisim” olarak bilinir. Vitreus cisim, gözün arka boşluğunu dolduran jel benzeri, saydam bir maddedir. Bu jelatinimsi madde, göz küresine şeklini korumasına yardımcı olur ve ayrıca gözün iç yapısını destekleyerek, özellikle retina gibi hassas yapıların yerinde kalmasına yardımcı olur. Vitreus, çoğunlukla su ve ince kollajen liflerinden oluşur ve göz içi basıncının stabil kalmasına katkıda bulunur.

24- En net görmeyi sağlayan merkezi(Santral) görme merkezi retinanın hangi bölümüdür?

En net görmeyi sağlayan merkezi (santral) görme merkezi retinanın “makula” bölümüdür. Makula, özellikle retinanın ortasında bulunan ve çok sayıda fotoreseptör (özellikle koni hücreleri) içeren bir alandır. Makulanın tam merkezinde yer alan “fovea” ise, en yüksek çözünürlükte renkli görme yeteneğini sağlar ve insan gözünün görebileceği en detaylı ve keskin görüşü üretir. Bu bölge, okuma, araç kullanma, yüz tanıma ve diğer detay gerektiren görsel aktiviteler için kritik öneme sahiptir.

25-Retinanın ışık algılayan hücreleri hangileridir?

Retinanın ışık algılayan hücreleri “fotoreseptör” hücreleridir ve bu hücreler iki ana tipe ayrılır: çubuklar ve koniler.

  1. Çubuklar: Çubuk hücreler, düşük ışık koşullarında (gece görüşü) çalışır ve çok hassastır, ancak renk algılamazlar. Çubuklar, özellikle çevresel görüş ve hareket algılama gibi görevlerde etkilidir.
  2. Koniler: Koniler ise yüksek ışık koşullarında aktif olur ve renkli görme yeteneği sağlar. Üç farklı türde koni hücresi bulunur ve bunlar mavi, yeşil ve kırmızı ışığa duyarlıdır. Koniler, detaylı ve keskin görüş sağlar ve özellikle merkezi görme (makula bölgesi) ile ilişkilidir.

Bu fotoreseptör hücreler, retinada gelen ışığı elektrik sinyallerine çevirir ve bu sinyaller beyne gönderilerek görüntü olarak işlenir.

26- Aydınlıkta ve renkli görmeyi sağlayan makülada(merkezi görme) daha sık olan hücreler hangileridir?

Aydınlıkta ve renkli görmeyi sağlayan makulada (merkezi görme bölgesi) daha sık olan hücreler “koniler”dir. Makula, özellikle fovea adı verilen merkezi kısmıyla, yüksek yoğunlukta koni hücrelerine sahiptir. Bu koni hücreleri, gün ışığı gibi yüksek ışık koşullarında aktif olarak çalışır ve keskin, detaylı ve renkli görüşü mümkün kılar. Makula bölgesinin bu yüksek yoğunluklu koni popülasyonu, insanların okuma, yüz tanıma, ince detayları görebilme ve renkleri ayırt etme gibi işlevleri gerçekleştirmesini sağlar.

26- Karanlıkta ve siyah-beyaz görmeyi sağlayan ve periferik (kenar) retinada daha sık olan hücreler hangileridir?

Karanlıkta ve siyah-beyaz görmeyi sağlayan ve periferik (kenar) retinada daha sık olan hücreler “çubuklar”dır. Çubuk hücreler, düşük ışık koşullarında çok etkilidirler ve gece veya karanlık ortamlarda görme yeteneği sağlarlar. Renk algılamazlar ve çoğunlukla siyah, beyaz ve gri tonlarındaki görüşü desteklerler. Çubuklar, özellikle periferik görüş için önemlidir ve hareketleri algılama yeteneğiyle dikkat çekerler. Bu hücreler, retina kenarlarında daha yoğun bir şekilde bulunurlar ve merkezi görüşten daha az keskin, ancak çok daha ışık duyarlı görüş sağlarlar.

27-Göz merceği(Lens)nin yaşlanarak saydamlığını kaybetmesi sonucu görme kaybına neden olan hastalık hangisidir?

Göz merceği (Lens)nin yaşlanarak saydamlığını kaybetmesi sonucu görme kaybına neden olan hastalık “katarakt”tır. Katarakt, lensin opaklaşması ile karakterize edilen bir durumdur ve bu opaklaşma, ışığın retinaya düzgün bir şekilde ulaşmasını engelleyerek görme kalitesini düşürür. Katarakt genellikle yaşla birlikte gelişir, ancak bazı durumlarda travma, radyasyon maruziyeti veya sistemik hastalıklar gibi diğer faktörlerden de kaynaklanabilir. Kataraktın ilerlemesiyle görüş bulanıklaşır, renkler soluk görünür ve gece görüşü zayıflar. Tedavi genellikle opaklaşmış lensin cerrahi olarak çıkarılıp yerine yapay bir lensin takılması şeklinde gerçekleştirilir.

28-korneanın en dış tabakası olup sürekli kendini yenileyebilen tabakası hangisidir?

Korneanın en dış tabakası olup sürekli kendini yenileyebilen tabakası “epitel” tabakasıdır. Kornea epiteli, korneanın en dışında yer alan ince, çok katmanlı bir hücre tabakasıdır ve gözü dış etkenlere karşı korur. Bu tabaka, hızlı bir şekilde yenilenebilir özelliğe sahiptir; zarar gördüğünde veya aşındığında kısa sürede kendini onarabilir. Epitel tabakasının bu yenilenme kapasitesi, korneanın şeffaflığını ve dolayısıyla görme kalitesini korumada önemli bir rol oynar.

29-Retinanın hangi hücrelerindeki bozukluk sonucu renk körlüğü(Diskromatopsi)hastalığı oluşur?

Renk körlüğü (Diskromatopsi) hastalığı, retinanın “koniler” adı verilen hücrelerindeki bozukluk sonucu oluşur. Koniler, retinada bulunan ve renkli ışığı algılayan fotoreseptör hücrelerdir. İnsan gözünde genellikle üç tip koni hücresi bulunur ve bunlar mavi, yeşil ve kırmızı ışığı algılar. Renk körlüğü, bu koni hücrelerinden bir veya daha fazlasının eksik olması, işlev görmemesi veya anormal şekilde işlev görmesi durumlarında ortaya çıkar. En yaygın renk körlüğü türleri, kırmızı-yeşil renk körlüğü ve çok daha nadir olan mavi-sarı renk körlüğüdür.

30- Retinanın hangi hücrelerindeki bozukluk sonucu tavuk karası-gece körlüğü (Retinitis Pigmentoza) hastalığı oluşur?

Tavuk karası veya gece körlüğü olarak da bilinen Retinitis Pigmentoza (RP) hastalığı, retinanın “çubuk” hücrelerindeki bozukluk sonucu oluşur. Çubuk hücreler, düşük ışık koşullarında aktif olan ve siyah-beyaz görüş sağlayan fotoreseptörlerdir. Retinitis Pigmentoza, çubuk hücrelerin progresif olarak zarar görmesi ve işlevini kaybetmesiyle karakterize edilen genetik bir durumdur. Hastalığın ilerlemesiyle çubuk hücrelerin yanı sıra, koni hücreleri de etkilenebilir, bu da hastaların hem gece hem de gündüz görüşlerinin bozulmasına yol açar. RP genellikle periferik görüş kaybıyla başlar ve zamanla merkezi görüşe doğru ilerleyebilir, ciddi görme kaybına ve hatta körlüğe neden olabilir.

31- Normal gözlerde uzaktan gelen ışık gözün kırıcı ortamlarından kırıldıktan sonra retinada (Foveada) odaklanır ve net görüntü elde edilir.Buna … göz denir.

Normal gözlerde uzaktan gelen ışık gözün kırıcı ortamlarından kırıldıktan sonra retinada (Foveada) odaklanır ve net görüntü elde edilir. Bu duruma sahip gözlere “emmetropik” göz denir. Emmetropik göz, göz kusuru olmayan ve düzgün bir şekilde odaklanabilen göz anlamına gelir, böylece ışık ışınları doğrudan retinanın fovea bölgesine düşer ve net bir görüş sağlanır. Bu, gözün refraktif durumunun ideal olduğunu gösterir.

32- Kırılma (Refraksiyon) kusuru olan gözde uzaktan gelen ışık retina üzerine düşmez ve bulanık bir görüntü olur.Buna …göz denir.

Kırılma (Refraksiyon) kusuru olan gözde uzaktan gelen ışık retina üzerine düşmez ve bulanık bir görüntü oluşur. Bu duruma sahip gözlere “ametropik” göz denir. Ametropi, gözün kırma gücünün normalden farklı olması durumudur ve miyopi (miyop), hipermetropi (hipermetrop) ve astigmatizma gibi çeşitli refraktif hataları içerir. Bu hatalar, göze giren ışık ışınlarının retinada doğru bir şekilde odaklanmamasına neden olur, bu da görüntülerin net olmamasına yol açar.

33-Patolojik Miyopi(Dejeneratif) genellikle kaç diyoptriden sonra görülebilir?

Patolojik miyopi, genellikle -6.00 diyoptri veya daha fazla olan gözlerde görülebilir. Bu derece yüksek miyopiye sahip bireylerde, göz küresinin aşırı uzaması ve retinada değişiklikler gibi ciddi komplikasyonlar riski artar. Patolojik miyopi, sadece görüşün düzeltilmesini gerektiren basit bir durumdan daha fazlasını ifade eder; bu, retinanın incelmesi, makula dejenerasyonu ve retinal ayrılma gibi ciddi göz sağlığı sorunlarına yol açabilir. Bu tür vakalarda göz sağlığını korumak için düzenli kontrol ve uygun tedavi önemlidir.

34-Geçici hipermetropi ya da miyopiye neden olabilecek hastalık hangisidir?

Geçici hipermetropi veya miyopiye neden olabilecek bir hastalık “şeker hastalığı” yani diyabet olabilir. Diyabet, kanda şeker (glukoz) seviyesinin yüksek olması durumudur ve bu durum gözün kırıcılık gücünü etkileyebilir. Yüksek kan şekeri seviyeleri lensin şişmesine neden olabilir, bu da lensin şeklini ve kırıcılığını geçici olarak değiştirerek hipermetropi veya miyopiye yol açabilir. Kan şekeri düzeyleri normale döndüğünde, lensin durumu genellikle eski haline geri döner ve görme normale dönebilir. Bu nedenle, diyabetik hastaların düzenli göz muayeneleri yapmaları ve kan şekerlerini iyi kontrol altında tutmaları önemlidir.

35- Uyum ile düzeltilen hipermetropi türü hangisidir?

Uyum ile düzeltilen hipermetropi türüne “latent hipermetropi” denir. Latent hipermetropi, genellikle genç bireylerde görülen ve gözün uyum yeteneği (akomodasyon) sayesinde gündelik yaşamda fark edilmeyen bir durumdur. Bu hipermetropi türünde, gözün akomodatif yeteneği, göz merceğinin şeklini değiştirerek uzaktan gelen ışınların retinada odaklanmasını sağlar ve bu sayede kişi net görebilir. Ancak bu sürekli akomodasyon gereksinimi göz yorgunluğuna ve baş ağrılarına neden olabilir. Latent hipermetropi genellikle gözün dinlendirildiği, örneğin göz damlası kullanılarak yapılan göz muayeneleri sırasında tespit edilir.

36- Uyum ile düzeltilemeyen hipermetropi türü hangisidir?

Uyum ile düzeltilemeyen hipermetropi türüne “manifest hipermetropi” denir. Manifest hipermetropi, kişinin gözünün akomodatif (uyum) yeteneğinin yetersiz kaldığı, dolayısıyla net bir görüş sağlayamadığı durumlardır. Bu tür hipermetropi, genellikle gözlük veya kontakt lensler ile düzeltilmesi gereken bir durumdur çünkü gözün doğal uyum mekanizması yetersiz kalmaktadır. Gözün lensi, gerekli düzeltmeyi yapacak kadar şeklini değiştiremez, bu nedenle uzakta bulunan nesneler bulanık görünür. Bu hipermetropi türü, göz muayenesi sırasında kolayca tespit edilebilir ve uygun görme düzeltmesi yapılabilir.

37- En sık görülen miyopi türü hangisidir?

En sık görülen miyopi türü “basit miyopi” veya “oküler miyopi”dir. Basit miyopi, genellikle gençlik döneminde başlar ve yetişkinlikte stabil hale gelir. Bu tür miyopi, göz küresinin aşırı uzun olması veya kornea ve lensin aşırı kırıcılık gücü nedeniyle uzaktaki nesnelerin retinanın önünde odaklanmasından kaynaklanır, bu da uzak nesnelerin bulanık görünmesine neden olur. Basit miyopi genellikle -6.00 dioptriye kadar olan hafif ila orta dereceli miyopileri kapsar ve gözlük veya kontakt lensler ile kolayca düzeltilebilir. Bu miyopi türü, genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu olarak görülür.

38- Fizyolojik astigmatizmada olduğu gibi korneanın dikey aksın kırıcılığı fazla olan astigmat türüne ne denir?

Fizyolojik astigmatizmada olduğu gibi, korneanın dikey aksının kırıcılığı fazla olduğu astigmat türüne “gözün dikey ekseni boyunca artmış kırıcılığa sahip olduğundan dolayı, bu duruma ‘ters astigmatizm’ veya ‘göz merceğinin dikey eksenindeki miyopik astigmatizm’ denir. Bu tür astigmatizmde, dikey eksen daha fazla kırıcılık gösterirken, yatay eksen daha az kırıcılığa sahiptir, bu da dikey yönde daha miyopik bir etki yaratır. Astigmatizm, ışığın gözün farklı eksenlerinde farklı şekilde kırılmasından kaynaklanır ve bu, görüntülerin retinada net bir şekilde odaklanmamasına neden olur, sonuç olarak görüntüler bulanık veya çarpık görünebilir. Ters astigmatizm, daha az yaygın olan bir durumdur ve genellikle düzeltilmiş bir göz muayenesi ile teşhis edilir.

39- Korneanın yatay eksenin kırıcılığı fazla olan astigmat türüne ne denir?

Korneanın yatay ekseninin kırıcılığı fazla olan astigmat türüne “doğrudan astigmatizm” veya “yatay eksende miyopik astigmatizm” denir. Bu durumda, yatay eksen dikey eksene göre daha fazla kırıcılık gösterir, bu da yatay yönde daha miyopik bir etki yaratır. Doğrudan astigmatizm, ışığın gözün farklı eksenlerinde farklı şekilde kırılmasından kaynaklanır ve bu, görüntülerin retinada net bir şekilde odaklanmamasına neden olur, sonuç olarak görüntüler bulanık veya çarpık görünebilir. Bu durum, genellikle gözlük veya kontakt lensler ile düzeltilir ve doğru göz muayenesiyle kolaylıkla teşhis edilebilir.

40- Her iki odak çizgisi retinanın önünde veya arkasında oluşan astigmat türü hangisidir?

CEVAP : Miyop Astigmat

Her iki odak çizgisinin retinanın önünde veya arkasında oluştuğu astigmat türüne “bileşik astigmatizm” denir. Bileşik astigmatizm, iki ana türe ayrılır:

  1. Bileşik Miyopik Astigmatizm: Bu durumda, her iki ana meridyen de miyopiktir (yani kısa görüşlülük gösterir), ancak farklı derecelerde miyopiye sahiptirler. Bu, ışık ışınlarının her iki ana meridyende de retinanın önünde odaklanmasına neden olur.
  2. Bileşik Hipermetropik Astigmatizm: Bu durumda, her iki ana meridyen de hipermetropiktir (yani uzak görüşlülük gösterir), fakat farklı derecelerde hipermetropiye sahiptirler. Bu, ışık ışınlarının her iki ana meridyende de retinanın arkasında odaklanmasına neden olur.

Her iki durumda da, gözün farklı eksenlerindeki kırıcılık farklılıkları nedeniyle net bir görüntü elde edilemez ve görüntüler bulanık veya çarpık görünür. Bu tür astigmatizm genellikle gözlük veya kontakt lensler ile düzeltilir ve düzgün bir göz muayenesiyle teşhis edilir.

41-Odak çizgilerinin biri retinanın önünde, diğeri retinanın arkasında arkasında oluşan astigmat türü hangisidir?

Odak çizgilerinin birinin retinanın önünde, diğerinin ise retinanın arkasında oluştuğu astigmat türüne “mix astigmatizm” denir. Mix astigmatizmde, gözün bir meridyeni miyopik (kısa görüşlü), diğer meridyeni ise hipermetropik (uzak görüşlü) özellikler gösterir. Bu, ışık ışınlarının bir eksende retinanın önünde, diğer eksende ise retinanın arkasında odaklanması sonucu oluşur, bu da hem yakın hem de uzak mesafelerde görüşte bulanıklıklara neden olur. Mix astigmatizm, gözlük veya kontakt lensler ile düzeltilmesi gereken ve doğru göz muayenesi ile teşhis edilebilen bir durumdur.

42- *Korneanın yalnızca bir eksende(dikey,yatay ya da oblik) daha diktir ve kornea yüzeyi
düzenlidir.
*Astigmat gözlükler ile görme düzelir
Hangi astigmat türü tarif edilmektedir?

Bu tarif, “düzenli astigmatizm”i tanımlamaktadır. Düzenli astigmatizmde, korneanın yalnızca bir ekseni (dikey, yatay ya da oblik) diğerine göre daha dik olup kornea yüzeyi düzenli bir şekilde eğimlidir. Bu durum, ışığın farklı eksenlerde farklı kırılma güçleri ile kırılmasına neden olur ve bu da retinada farklı odak noktaları oluşmasına yol açar. Düzenli astigmatizmde, astigmat gözlükleri veya torik kontakt lensler kullanılarak görme düzeltilir ve net bir görüş sağlanabilir. Gözlükler, her bir eksende farklı kırılma güçleri ile düzenlenmiş lensler içerir ve bu sayede ışığın her iki eksende de doğru şekilde odaklanmasını sağlar.

43-*Kornea ön yüzünün bozulduğu durumlarda oluşur
*Örneğin Keratokonüs,kornea travmaları-skarları
* Gözlükle görme iyi düzelmeyebilir.
Hangi astigmat türü tarif edilmektedir

Bu tarif, “düzensiz astigmatizm”i tanımlamaktadır. Düzensiz astigmatizm, korneanın ön yüzünün bozulduğu durumlarda, örneğin keratokonüs hastalığında, kornea travmalarında veya korneada oluşan yara izlerinde (skarlar) meydana gelir. Bu tür astigmatizmde, korneanın yüzeyi düzensizdir ve bu da ışığın retinaya düzgün bir şekilde odaklanmasını engeller, sonuç olarak net bir görüş sağlanamaz. Düzensiz astigmatizmde gözlüklerle görme genellikle iyi düzeltilmez ve daha etkili bir düzeltme için özel kontakt lensler (örneğin sert gaz geçirgen lensler) veya cerrahi müdahaleler gerekebilir. Bu durum, özellikle göz sağlığı üzerinde ciddi etkileri olan bir durumdur ve uygun tedavi yöntemleri ile yönetilmesi gerekir.

Dolmakalem