KADIN DEVAM YAZISI
Nerde kalmıştık kadın kayırmacılığında!
Kadın, ne yüce varlık. Dünyanın yarısını oluşturur diğer yarısını da kadınlar yetiştirir. Bildiğimiz bu gerçekle neden kız çocuğunu ayrı erkek çocuğunu yetiştirirken ayrı davranırız. Hizmet etmek daha çekirdekten kodlanıyor kızlara. En ufak yardımı yapmak zorundalara bağlanırken, erkek çocuğunun bir ipi tutuşu dahi ah yavrum nasılda yardım etti’leri, tebrikler, şakşaklarla arşa yükselir. Duyguları aşağıya çekme değersizlik hissi ilmek ilmek işlenir. Öyle görüp büyütme geleneği nesilden nesile sürüp gider. Bir de bakmışsın annene benziyorsun anne olunca. Kaş çatışın bağrışın. “Peşine bir sürü erkek mi düşsün kızım, aslan oğlum benim helal olsun sana “ farkı uçurum kenarlarına itmiştir bile… Erkektir o yapar düşüncesinin temelleri atılır. Kadına sahiplenme, dahası tüm hayatına müdahil olma yetkisini kendine teslim eder. Değerin saygısını alır hatta kadının yaşam hakkını… Bir cümle bir bakış nicelerinin hayatına mal olur, nefes aldırmayan acılara döner vebali, yaşamaktan utanırsın…
Kadının kadını çekememezliğinin sınırsızlığı peki? Ele hiçbir kıyafeti yakıştıramazken, kendi dolabında ki renk renk arşivleri? Saçına, tokasına, takısına, eline, ayağına pervazsız zulmü… Sen dediğinin hayatına, sevdasına, seçimlerine karışma hakkı… O kuyruk sallamazsa takılmazdı diyen erkeğin, yelkenini şişirmesi… Ah daha nice zulümler! Farkın damısınız kadının kadına yaptığını kimse yapmıyor. Aslolan kenetlenmek birbirimize destek olmak. Canı yanan yananı anlar. Duyguları ortak yaşayanlar hisseder. Gör üzülsek, sevinsek, sevdalansak seni ben, beni sen anlarsın. Tarih boyu kadının gücünü gör. Savaşçı ruhunu, insan hayatının kaynağı doğurganlığını, verimliliğini mücadelesini, yapabileceklerini…
Kimsenin arkasında önünde değil! Yanında yürüyebileceğimiz, ideallerimizin kararlarıyla dimdik durabileceğimiz KADIN olmanın şansıyla yolumuza her daim rastgele…